Sosyal medyayı anlaşılır bir dille tarif etmek gerekirse, iyi-kötü, zengin-fakir, eğitimli-eğitimsiz, yerli-yabancı herkesi oturduğu yerden gazeteci yapan bir okul desem yeri yerdir. Tüm kişiler bireysel düşüncesini, beklentisini, önerisini ve eleştirisini anında yapıp, bir tıkla kamuoyuna akatarabiliyor. Paylaşımlarıyla kâh kızdırıyor, kâh bravo dedirtiyor. Gücendiriyor, seviliyor, nefret ediliyor, örnek alınıyor, takip ediliyor, öneriliyor, uyarılıyor her neyse.

            Tabiiki bizde bu arada iletişimde olduğumuz karakterleri tahlil ederken samimiyet analizleri yapabiliyoruz. Yaklaşık 10 yıldır benimde sosyal medyam var. Günlük ortalam 1 saatim Facebook, Instegram, Whatsahap ve Mesenger sayfalarımda geçiyor. Her siyasi gruptan, her dinden, her mezhepten, her platformdan onlarca sanal arkadaşım var. Prensip gereği sosyal ağlardan din, siyaset, kurum, kimlik, dernek ve düşüncelere karşı görüşlerimi yazmıyorum ama kabul etsemde, etmesemde herkesin paylaşımlarını işaretsiz saygıyla izliyorum.

Gülünç durumlar insanı düşündürüyor elbette. Kimi tarih ve şartlarını yordayamayacak ölçüde bilmediği halde, milliyetine küfreden bir tarihçiye körü körüne bağlanıyor. Hatta onun hamiliğini yaparken, sadık yanaşması olarak o da karşıt görüşlere basıyor küfürü.. Kimi samimiyetsiz imanıyla günlük dini telkinler veriyor. Kimi taraftarı olduğu bile belirsiz bir siyasi partiye kendini yandaşıymış gibi gösterebilmek uğruna  yalakalığın zirvesine çıkmak için taklalar atıyor, fırıldaklar çeviriyor. Kimi gününü erotik sitelerde geçirdiği halde ahlak, iffet abidesi kesiliyor.  neler neler..  

Siyasetçilerin de en çok kullandığı alan burası tabiiki. Bu kanal adeta seçmenleri için uzaktan kumandaları... Anlık söyleyemediklerini tartıp düşünerek yazıyorlar ve evliyavari kabul görür karakterlere bürünerek günü kurtarıyorlar. Seçmeninin gönlünde yerleri olmadığı halde halkın lidere olan sempatisiyle aradan sıyrılan atanmış siyasetçiler, tembellik, yalan, kandırma, umut ve oyalama konularında uzmanlaşırken, dinle süslü dilleri ve kısır icraatlarıyla güvenlerini hergün eksi derinliklere sürüklüyorlar. Milliyetin, maneviyatın, dinin, imanın en sadık hamileriymiş gibi maskelenirken, karşılıksız sözleri, tutarsız özleri ve sevimsiz yüzleriyle hâlâ dinden, hadisten bahsetmeye devam ediyorlar. Hatta siyasetçinin biri seçmenlerime karşı günlük iki tane hadis sallıyorum bile demişti.

Attıkları yemlere gelen onlarca acemi kuş var. Şarlatan bir siyasetçi bile kendisi için toy seçmenine “Vay babam adamın dibi, Başbakan olacak adam” dedirtebiliyor. Garibim seçmeni düşünemiyorki Hükümet programında ne var, bu nimetlerin şehrimize yansıması için seçtiklerimizin gayreti ve performansı ne. Temsil sürelerince icraata dönüştürdükleri vaadleri hangisi. Eğitim, istihdam, tarım, sanayi, yatırım, donanım, teşvik, yönlendirici yenilikler, ticari hayata kattıkları vs. vs. ney. Dağıtılan imkanları neden şu il, bu il alıyor da biz alamıyoruz gibi sorular ve bunları analitik sorgulayacak bir seçmen veya seçmen gurubu yok. Garibimin sırtı sıvazlansın yeter.  

Tabiki yırtılan tüfekçi Bekir’in yakası. Köyler eriyor, işsizlik şahlanıyor, bir nesil köreliyor, bir şehir kıvranıyor, umutlar tükeniyor, yalan ve düzmecelerle zaman sürekli israf ediliyor.

Siyaset ne zaman kayıtsız şartsız halkın iradesine bırakılır, halkta kendi değerini toplumsal sözleşmeyle kendisi belirleyip seçerse hizmetler ve kalitesi o zaman ortaya çıkacaktır. Şimdiki flu renklerin belirginleşmesi için dertlerin objektif kriterler doğrultusunda sıralanıp, taleplerin hukuki tanımı yaptırılarak, meşru zeminlerde ikna edici girişimlerle mücadele edilmesi gerektiği herkes tarafından biliniyor artık.

Açık, anlaşılır ifadelerle örnek hizmetlerini seçmenine gösteren dürüst siyasetçiler yokmu. Var elbette. Boyalı icraatları laf kalabalığıyla yutturan tipleri tespit ve sorgulama amacıyla sosyal medya bir araç olmalı. Gelişmiş ülkeler ve örnek şehirlerin seçilenleri başta olmak üzere tüm seçilenlerin verim karneleri tarafsız kurum ve bilirkişilerce oluşturulmalı ve karşılaştırılmalı.

Yani sosyal medya amacına uygun kullanılsa gerçekten aydınlatıcı ve bilgilendirici bir araç. Ama bugünkü haliyle tam bir şeytan yuvası.

Rıfat ÇAKIR

ailevecalisma.gov.tr

0537 587 27 80