Eh epeydir rumuzlu sorulardan uzak kaldık..!
SORU:
Rumuz Goncagül: “Salim amca ben 20 yaşında, oldukça güzel bir kızım… Televizyonlarda ki, evlenme programlarından hangisine katılayım, ne tavsiye edersiniz?”
Cevap: Bak Goncagül madem çok güzelsin! Yaşında daha yirmilerde, hiç acele etme, önünde daha uzun yıllar var. Eğer tahsil yapıyorsan devam et, öncelikle okulunu bitir. Ne Eda’ya ne de Zülal’e git diyemem. Arada benimde gözüme takılıyor, çok eğlenceli oluyor! Yirmisinden seksenine bir yığın bay ve bayan evlilik programlarına katılıyorlar. Önce programları iyice seyret, sonrasında katılıp katılmamaya karar verirsin. Eğer evlenemezsen, şansını elliden sonra dene olur mu benim güzel kızım! 
SORU:
Rumuz Dan Kafa: “Babam bana hediye olarak Porsche aldı. Ondan hemen sıkıldım. Babam istersen başka bir araba alayım diyor. Şimdi ben karar veremedim. Jaguar, Mercedes, Ferrari hangisini tavsiye edersiniz?”
Cevap: Bana bak dankafa; Bir kere rumuzun nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu ortaya koyuyor. Dangalak pardon dankafa asgari ücretin kaç para olduğunu biliyor musun?  Bak ben sana hatırlatayım, dankafan anlarsa… Asgari ücretle arabanın deposuna üç defa benzin doldurursun… Bu sorunu bana değil de başkalarına sorsaydın bir yığın sopa yerdin.
SORU:
Rumuz İstikbal: “Ben daha 14 yaşındayım. Ne olmamı tavsiye edersiniz?”
Cevap: Önce adam ol derim. Sonrasında hangi mesleği seçersen seç…
SORU:
Rumuz Perişan:  “Bu kadın cinayetlerine ne diyorsunuz?”
Cevap: Perişan kardeş! Ne dememi beklersin? Toplum cinnet halinde mi desem, eğitimsizlik mi desem, karşılığını bulamıyorum..! Allah kadınların yardımcısı olsun.
SORU:

Rumuz Görmez: Ben, Müslümanlığın yani dinimizin emrettiği tüm kurallarına uyan dini bütün, Atatürkçü, Laik bir vatandaşım. Bir din adamının! Atatürk’e, ünlü gazeteci, dürüst, namuslu, doğru bildiği yoldan dönmeyen, eğilmeyen bükülmeyen, hiçbir zaman düzenin adamı olmayan M. Emin Çölaşan’ın merhum annesine küfretmesine ne diyorsunuz? Ben bir din adamının böyle pervasızlaşmasına bir anlam veremedim. Siz ne diyorsunuz?
Cevap: Rumuzun Görmez ama, her bir olayın tahlilini yapacak derecede kalp gözün çok açık… Görmesi gerekenler göremiyor, Görmez görüyor, sizi kutlarım. Bu küfürbaz imama gelince; ona karşılığı anladığı dilden verilir de, hani ya terbiyem el vermez diyelim. Bu topraklarda yaşayıp da, küfür bilmeyen yoktur. Yakası açılmadık, telgraf direği gibi küfürler bilinir de, edep yahu kavramı akla gelir.

Hani bir söz vardır: “İmam yellenirse, cemaat s….ar.” Bu imam bırakın yellenmeyi, açıkça küfürleriyle meydan okumaktadır. Merak ettiğim, bu imam hutbe okurken cemaate ne diyor, nasıl yol gösteriyor, cemaat ne düşünüyor..? Herhalde “Bizim imam iyi küfür ediyor.” demiyorlardır ?!? Rumuzunu Görmez diye seçtiğine göre, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in soyadından mı esinlendin, yoksa bilmeden mi Görmez’i seçtin..? Sayın Görmez, Ankara’daki bu küfürbaz imamının hakkında soruşturma açtırmış mı bilemiyorum. Açtırmadıysa yazıklar olsun diyorum. Şu olaylar din adamlarına hiç yakışıyor mu? Topluma örnek olmak böylemi oluyor acaba..? Kimbilir belkide bu küfürbaz imam terfi ve derecede alabilir… Bunu da hiç yadırgamam…
Ey Sayın Mehmet Görmez; Görmüyor olabilirsiniz! ama duyun artık hiç değilse… Görmüyor, duymuyorsanız! açın, açın mukaddes Kuran-ı Kerimi de bir defa daha okuyun, Okuyunuz ki biraz kendinize gelirsiniz. Yüce Allah’ın buyruklarını da hatırlarsınız.
Sayın rumuz Görmez; sözlerim size değil, Sayın Mehmet Görmez’edir. Rumuz Görmez; neylersin ki, bu memlekette iki rekat namaz kılan Müslümanlığın özel kalem müdürü kesilir. Küfürbaz imamda namaz kıldırır. Hoş bizimkisi de dipsiz kuyuya taş atmaya benzese de, yapacak başka bir umarımız yoktur. Küfüre küfürle cevap verecek terbiyeden de yoksun değiliz.
Aslında soru çok da! biz bazılarını cevapladık…