ADAYLIK başvurusunu, Ankara yerine mahallinde yapmak üzere Hamam Caddesi'ndeki CHP İlçe Teşkilatına geldiğinde büyük bir ilgi ile karşılandı. Kendisini karşılayanları selamlayıp, ikinci kattaki parti binasına çıktı. Gösterilen ilgiden çok memnundu. 1961 yılında Kurucu Meclis üyeliği, daha sonra da üç dönem üst üste milletvekilliği yapmış, 'siyasitin kurtlarından' diye bahsediliyordu, Prof. Dr. Celal Sungur isminden...
TBMM'ine Yozgat'tan 6 milletvekili gönderiyor. Sıralama önseçimle yapılıyor. Parti Genel Merkezi, önseçimde listeye girmiş olsa bile en fazla bir ismin listedeki yerini değiştirip veya listeden çıkartabiliyordu. Celal Sungur'u daha önceki seçimlerden de tanırım. Sekili köyündeki toprakların dağıtımdan da...
Partililerle bir süre görüştükten sonra, 'özel röportaj yapmak istediğimi' ilettim. 'Tamam' dedi. Küçük bir odaya geçtik. Yanında partililerden bir isim daha mevcuttu. Konuştuk. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapmış, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde önemli bir görev üstlenmiş. 'Bu görevleri bırakıp neden aday olmayı tercih ettiniz? Bulunduğunuz makam vekillikten daha iyi değil mi?' sorusunu yönelttim. Celal Sungur, güldü. Masanın üzerinde duran bakır bardaktaki sudan bir yudum aldı. 'Yaz' dedi. 'Sisayetçi için her seçim önemlidir. Mesele kazanıp, kaybetmeyle ilgili değil. Cumhurbaşkanı da olsanız, seçim bölgenizde muhtarlık seçimi de olsa katılmak, yarışmak istersiniz. Siyaset böyle bir şeydir. Bulunduğunuz makam önemli değil. Seçime girersiniz. Kazanırsınız, kaybedersiniz' diye devam etti...

YOZGATLIYA AŞ-İŞ GEREK...

Celal Sungur, Yurtdışında ve Yurtiçerisinde tıp eğitimi almış, İntaniye uzmanıydı. O yıllarda zaten bir elin parmaklarını bile geçmeyen üniversitelerde yönetici olarak görev almak çok önemliydi. Ankara Üniversitesi'nde daha sonra da Hacettepe Üniversitesi'nde üst düzey yönetici olan Celal Sungur, 'Yozgatlıya iş ve aş gerek' diyordu. Bugün Ankara'da özellikle Ankara Üniversitesi ve Hacettepe'den emekli olan Yozgatlıların tamamına yakını Celal Sungur tarafından işe alınmıştı. Milletvekili olduğu dönemde, devletin uktesinde olan 'Güneş Matbaası' çalışanların önemli bölümünde de Yozgatlılar işe başlatılmıştı. Celal Sungur'un en önemli özelliklerinden birisi, parti mensubu olmasına karşın, hiç bir zaman Yozgat insanına yönelik particilik yapmamasıydı. Parti rozetiyle gelenlerle değil, Yozgat kimliği ile yanına gelenlerle yakından ilgilenip, sorunlarını çözmesiyle tanın bir isimdi, Celal Sungur...
ÖNSEÇİMDE İLK SIRA...

Yozgat'ta ön seçim kurulu gözetiminde yapıldı. Milletvekili adaylarının listedeki yerleri belli oldu. Listeler onay için Ankara'ya gönderildi. Adaylar, seçim bölgelerinde çalışmalarını sürdürmeye başladı. Yapılan ön seçimde ilk sırada bulunan Celal Sungur, parti binasında partililerle sohbet ederken, Ankara'dan gelen telgraf ilçe başkanı tarafından Sungur'a gösterildi. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit imzalı telgrafta Celal Sungur'un ön seçimde göstermiş olduğu performansa teşekkür edilip, listeden çıkartılarak, ikinci sıradan başlayarak, aday listesinin kaydırılarak, oluşturulduğu yazıyordu.  Okuduğu telgrafı bu kez yüksek sesle tekrar okudu. Parti binası biranda karıştı. Tepkiler yükseldi. Celal Sungur, 'sakin olun arkadaşlar' diye seslenirken, kendisini bir anda sandalyeden çıkıp, masanın üzerinde buldu... Celal Sungur'u masanın üzerinde gören partililer, sakinleşti. Celal Sungur, 'arkadaşlar' diye başladığı konuşmasını, 'Biz partiliyiz. Hizmete talip olduk. Allah razı olsun, teveccüh gösterip, bizleri milletvekili sıralamasında ilk sıraya getirdiniz. Ama partimizin Genel Merkezi diyor ki; arkadaş ben seninle olmak istemiyorum. Bunda yadırganacak bir durum yok. Bugün için partimiz bize görev vermeyi düşünmüyor. Verilmiş olan karar yanlış olabilir. Demokratik olmayabilir. Benim adaylığımı elimden alabilirler ama partiden de atamazlar. Bu parti bizim, hepimizin' diyerek, alkışlar arasında masadan indi. Partililerle, tokalaştı, sarıldı, vedalaştı...

SENATO SEÇİMLERİ...

Celal Sungur, Ankara'da Tıp Fakültesi'ndeki görevine döndü. Milletvekilliği seçimlerinden iki yıl sonra kısmi senato seçimleri vardı. Celal Sungur, yine görevini bırakıp, soluğu partisinin ilçe teşkilatında aldı. Senato seçimlerine katılmak istediğini, el yazısı ile kaleme aldığı dilekçesiyle bildirdi. Senato seçimleri ile ilgili çalışmalara başladı. Ancak, Ankara'dan bu kez Deniz Baykal imzalı bir telgraf geldi. Telgrafta Celal Sungur'un adaylık başvurusunu geri alması isteniyordu. Telgrafta, 'Sayın Celal Sungur'un tıp alanında yapacağı çalışmalarla halkımıza hizmet etmesi uygun görülmektedir. Halkımız, tıp alanında değerli, bilgili, alanında uzman kişilere ve onların yetiştirecekleri yeni hekimlere ihtiyaç duymaktadır. Daha önce olduğu gibi, tıp alanındaki görevine devam etmesi amacıyla listeye girmiş olsa bile veto edilecektir' şeklinde bir içerik yer aldı. Sungur, telgrafı okudu. Bu kez, durgunlaştı. 'Görevime dönmeliyim' dedi ve gitti...