Kimileri o ışığı bile bile göze tutsa da ustanın hasına can  kurban.
İnsana ışık olanları baş tacı ettim her zaman.
Siyasetin ustasına nasıl bakmalı bilemiyorum ancak ustalığı tecrübesi ile yarışanları dinlerim.
İşte bu minvalden siyasetin ustası kabiline sahip bir büyüğümle karşılaştım petrol istasyonunda.
Ayaküstü sarıldık, koklaştık, saygılarımızı bildirdik.
Ne zamandır görmediğim bir usta.
Ne var, ne yok, siyaset nasıl gidiyor dedi, kendi partililerini kast ederek.
- Sönük dedim…
Gülümsedi, neden dedi…
Nedeni siz daha iyi bilirsiniz, bu seçim heyecan yok. Belki de havalar soğuk o yüzden olabilir dedim.
Ona da gülümsedi.
Sonra başladı konuşmaya.
Biten heyecanın nedenlerini ayaküstü anlattı.
Bu minvalden biz gazetecilerin vebaline vurgu yaptı.
Siz irdeleyeceksiniz, yorumlayacak, ışık tutacaksınız türünden mesleki yol göstericilik yaptı.
Eksiklerimizi ortaya koydu.
Siyasetin sönüklüğünden bahisle biz de taşı yedik anlayacağınız.
Doğrudur dedim, bizde kabahat yok mu var elbette.
Biz eleştiri konusunda, özellikle yapıcı eleştiriler noktasında yetersiz demeyim de eksik olabiliriz…  
Bunu da dile getirdi usta…
Haklısınız gibisinden bir vurgu yaptı şöyle devam etti:
- E, sizin de hassasiyetleriniz var. Gazeteler nihayetinde maddi imkanlar çerçevesinde hayatını idame ettiriyor…
Bu söylemle bizi bir anlamda göbekten bağlı olarak nitelendirdi, hassasiyetlerimize (!) vurgu yaptı.
Nedendir bilinmez bizim meslek uzaktan bakınca öyle görünür.
Siyasetçinin, özellikle de güçlü siyasetçinin kapı kulu gibi görünürüz.
Bazen karşıdakinin gözüyle bakınca tanıyamıyorum mesleğimi ve meslektaşlarımı.
Usta siyasetçi Yozgat’ta seçimin heyecansız bir atmosferde gerçekleşmesini bir anlamda kendi partililerinin etkisizliğine de bağladı.
Biz gazeteciler sürekli eleştirir, konuları irdeler isek bu etkinin artacağına dem vurdu.
Haklı yanları yok mu, var elbette, ustadır bu nihayetinde ağzından dökülenlerin bir kerameti dedim sustum.
Anacak benim bu tür durumlarda anlam veremediğim kişilerin aktif siyasette iken aynı söylemlerde bulanamıyor olması. 
Bırakın bu minvalden bir özeleştiriyi gözünün üzerinde kaş ver deseniz bir gazeteci olarak sizi yerden yere vurur (!)
Eleştiri ne kelime en küçük bir olumsuz ifade zinhar günahtır (!)…
Siyasette hakikaten ustalık makamına erişmiş bir değerle ayakta üstü sohbetimizde rektörlük seçimlerine de değindik elbette.
Usta siyasetçi ile karşılaşma günü rektörlük seçimlerinin yapıldığı güne rast geldiği için bu konuyu da es geçmedik anlayacağınız
Seçimde yarışanlardan daha çok müdahil olan ve olma ihtimali bulunanlar üzerinden fikir beyan etti, tahmin yürüttü.  
Allah var, çok fazla yorum yapmadım bu konuda.
Ne deyim, kısmet dedim.
Hava soğuk olunca ayak üstü biraz da titreyerek kısa zaman diliminde çok şey konuştuk.
Usta siyasetçinin kim olduğu sorusuna yanıt vermek isterdim ancak kendisinden izin almadığım için o kısmı es geçiyorum.
Ancak AK Parti iktidarının Yozgat’taki önemli isimlerinden…
Tamamını olmasa da verdiği mesajı aldım, lakin kendi partilileri mesajın ne kadarını alır, kabul eder işte orasını bilemiyorum.
Eminim yakın zamanda yine görüşür konuşuruz, bakalım o vakit ne çıkar ortaya.

Siyasetin kel yüzü…
Siyasetçi deyince; şöyle biraz göbekli, daha çok koyu renk takım elbise giyen, biraz da seyrek saçlı insan profili belirir hafızamızda.
Yani genellikle keldir siyasetçiler.
Bakmayın siz son yıllarda biraz gösterişli ve  de havalı siyasetçilere…
Siyasetin hası kel olanıdır diyor vatandaş…
Gazetemizin acar muhasebecisi Sami de bizim kel siyasetçiler gibidir.
Göbek kısmından tutmasa da saçsız hali ile siyasetçi olmaya aday.
Dün yine takıldım biraz, saç yok ama berbere gider sıkça, saatler olsun dedim imalısından.
Mevzu kellikten açılınca çaycı Ayşe abladan eşiyle ilgili bir espri patlattı.
Eşini de yakından tanıdığım için anlatmakta mahsur görmüyorum.
Yıllarla birlikte rüzgarın alıp götürdüğü saçlarına olan özlemini gençlik fotoğrafını duvara asarak gidermiyormuş eşi…
Saçsız hali ile saçlı haline bakıp iç çekiyor yani.
Siyasette böyle değil mi?
Bu gün saçlar gür, orman misali, yarın yerinde yeller esiyor.
O ihtişamlı, gösterişli günler ise mazide bir fotoğraf. 
İster duvara as seyret, 
İstersen sakla gözün görmesin…

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?

* Siyaseti seçim meydanları yerine seçim  otobüslerini kent meydanında sergileyerek gövde gösterisi yapan siyasi partileri…

* Seçim kampanyasını farklı promosyon teknikleri ile yürüten milletvekili adayı…
 
* CHP’de seçim çalışmalarını insanlardan uzakta, gözden uzak yürüten milletvekili adayı…

* Tüm etkinliklerde protokol koltuğunda yer alarak partisinde farkındalık oluşturan il başkanı…

GÜNÜN FIKRASI
Siyaset 
İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı. Birincisi:
- Şu güvercinlere ne zaman yem atsam siyaset adamlarımızı hatırlıyorum… dedi.
Diğeri: "Neden?" diye sorunca, birincisi:
- Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar; havalanınca kafamıza ediyorlar!...
Editör: TE Bilişim