Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 12 yılda ülkeyi bilinmez bir sona doğru sürüklediğini öne süren Büyük Birlik Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selahattin Şenliler,  “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da eş başkanı olduğunu açıkladığı Büyük Ortadoğu projesi ile ilgili olarak ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Rice’ın "Fas'tan, Basra Körfezi'ne kadar, Türkiye de dahil, Ortadoğu'da 22 ülkenin sınır ve haritaları değişecek." beyanatını Washington Post 7 Mart 2003 tarihli nüshasında yayınlamıştı. O günden bu yana esası etkilemeyecek ufak tefek sapmalar olduysa da proje adım adım gerçekleştirilmektedir. AKP’in 12 yıllık uygulamaları  sonucunda bu duruma gelinmesine rağmen, AKP ve HDP Güneydoğu Anadolu Bölgesinde geçmişte yaşanan ve mevcut tüm olumsuzluk ve eksiklikler için MHP ve CHP’yi suçlanmakta algı yönetimi yapmaktadır” şeklinde konuştu.

Selahattin Şenliler, HDP’nin seçimlere bu kez PKK’nın siyasi uzantısı gibi görünmek yerine devrimci sol bir kimlikle seçimlere girme kararı aldığını  hatırlattı. Şenliler, bölücü siyasi partinin yüzde 10 barajını geçmesi durumunda ise AK Parti ile anlaştığı öne sürülen Özerk Kürdistan için büyük bir koz ile meclise gireceğini ifade ederek, “Geçemezse işi Anayasa Mahkemesine ve sonuç alamazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine götürecek, işi uluslararası problem haline getirerek savaşmadan bölgesel Kürt Devleti kuruluşuna gitmek isteyecektir. Zira bölgesinde yüzde 40-50 ve hatta üstü bir oy alıp yüzde 10 ülke barajına takılmanın temsilde adalet ilkesini zedeleyeceğinden AİHM’den müspet bir sonuç çıkacağını beklemektedir”dedi.
“AKP bölücülerle müzakere ettiği Anayasa taslağını seçimlere kadar açıklamak istememektedir” diyen Şenliler, “Buna karşılık Öcalan da  özgürlüğünü garantiye almak için kısıtlı özerkliğe razı görünmekte ancak anadil eğitimi ve özerklik gibi hususların seçimden önce kamuoyuna açıklanmasını istemektedir. CHP’de bu hususlarda ikircikli bir tavır sergilemektedir. MHP’nin oyunu artırabileceğini ve AKP’siz bir hükümet alternatifini gördükleri taktirde direnme ihtimalleri bulunmaktadır” ifadelerinde bulundu.

BBP Genel Başkanı Selahattin Şenliler açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı

“Seçimler sonunda Anayasa’nın muhtemel bir halk oylamasına gitmesi ihtimali bulunmaktadır. AKP bundan dolayı MHP’yi kesinlikle bitirmek istemektedir. Yani Türkiye’nin kaderi MHP, BBP, DP ve Milli hassasiyet içinde olan tüm partilerin elindedir. Dolayısıyla milliyetçi-muhafazakâr kesimin hatta CHP içindeki milli duyguları önde olan kesimin tek alternatif partisi MHP’dir. Zaten anketlerde de AKP seçmenine en yakın parti seçeneği MHP olarak belirtilmektedir. Bundan dolayı da bu gün terör ve bölünme tehlikesini görebilen AKP seçmeninden bir kısmı MHP’ye dönmüş ve MHP’nin oyu yüzde 16-17’nin üstüne çıkmıştır. Eğer MHP milli hassasiyeti olan seçmenlerin cazibe merkezi haline getirilebilirse AKP’ye oy veren vatandaşlarımız da tehlikeyi anlayacaklar ve sömürgeci şer güçlerin oyunu bozulacaktır.

BBP’nin kemikleşmiş ve 22 yıldır şaşmayan yüzde 2 civarında bir oyu var. Son yerel seçmle de bunu teyit etti. Siyasette iki kere iki dört etmiyor. Bu seçim işbirliğinin  sinerjisi  en az yüzde 8-10 ‘lar seviyesinde MHP’ye ilave oy kazandıracaktır. Bunu görmek için sokağa inmek, taksiye  binmek, berberde traş olmak yeter. Bu birleşmenin adının zikredilmesi  bile müthiş bir heyecan yaratıyor seçmen tabanında. Genel Başkanımız Destici, Ülkemizin bölünme belası ile karşı karşıya olduğunu ve açılım sürecinin çözülme süreci olduğunu müteaddit defalar belirtmiştir. Ayrıca AKP’nin davetlerini de bu sebeple net olarak reddetmiştir. Sn. Destici 22 yıldır ayrı bir tüzel kişilik olarak yoluna devam eden bir partinin lideri olarak tabanından gelebilecek tüm tepkileri omuzlamıştır.

Seçimlere çok kısa bir sürenin de kaldığı da dikkate alınarak Devlet Bahçeli’nin vatanın geleceği için endişeleri olan tüm vatandaşlarımıza öncelikle BBP’ne MHP’ye gelme konusunda yeşil ışık yakması gerekmektedir.
Gün pazarlık, eski defterleri karıştırma ve eski hesapları görme zamanı değildir. Vatanımızın bölünmesi halinde bunun vebali sadece parti genel başkanlarının değil tüm parti yöneticilerinin yani bugünü yaşayan, yarının tehlikesini gören ve tedbirini almayanların olacaktır. 7 Haziran’dan sonra ne MHP kalabilir, ne de siyaset yapacak bir demokratik Türkiye  kalabilir”

Editör: TE Bilişim