Mustafa İlbaş 20 oy 
Yunus Akçamur 12 oy 
İnci Varinli 4 oy
O dönem Varinli liste dolsun türünden aday gösterilen bir isim. 
İlbaş ve Akçamur iddialı…
Necdet Sezer’in siyasi tercihi yüzünden göz ardı ettiği Mustafa İlbaş’ın şans bulamadığı o dönem seçimlerinde Yunus Akçamur’un ani vefatı Yozgat kamuoyunda büyük üzüntüye sebep olmuştu.

Akçamur, Yozgat’la bütünleşmiş, samimi karakteristik yapısı ile herkesin yakinen tanıdığı bir isimdi.
Kesin rektör denilebilen isimlerden biriydi ancak kısmet olmadı, vuslat tecelli etti.

AKÇAMUR’DAN YEDİĞİM FIRÇA…
İlk defa rektörlük seçimlerine şahit olan tıfıl bir gazeteciydim.
Akçamur hocayı ve İlbaş’ı yakınen tanıdığımdan her ikisinin de yarıştan birinci çıkmasına bir Yozgatlı olarak memnun olurdum.
Siyasi görüşleri ve kimliklerine bakmadan Allah için sevebildiğim, saygı duyduğum iki isimdi.
Yozgat’a faydalı olacaklarına Allah için inancım tamdı.
O güne dair hatırladığım garip bir anımı da bu vesileyle paylaşmak istiyorum.
Hiç unutmuyorum, seçimlere bir ay gibi bir zaman dilimi var Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi’ndeki herhangi bir üniversite programı takip için bulunuyoruz. 
Muhabir arkadaşlarla salon kapısının önünde sohbet halindeyiz. 
Allah rahmet eylesin, Yunus Akçamur hoca yanımıza gelerek “İleri Gazetesi’nin muhabiri hanginiz” diye sordu…
Bizim tıfıl gazeteci atladı ortaya, benim hocam buyurun.
Sesini olanca gücüyle yükselterek “İsmimin başına profesör yazmak zorunuza mı gitti, yazık çok yazık” dedi ve gitti.
Yunus Hoca baya baya bana fırçayı atmış, azarlamıştı.
Orada bulunan insanlara rağmen bunu yapabilmişti.
Sebebini gazeteye dönünceye kadar anlamamıştım ancak şahsına duyduğum saygıdan kesinlikle karşılık vermedim, aklımın ucundan bile geçmedi karşılık vermek.
Hocayı bu denli kızdıran olay, gazetemizde yayınlanan sıradan bir üniversite haberinde Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Yunus Akçamur isminin yanına “Prof. Dr.” unvanını yazmamızdan kaynaklanmış.
Artık bu durumu nasıl anladı, ya da etrafındaki insanlar nasıl anlattı, hangi maksatla yorumladı bilemiyorum; dolmuş, doldurulmuş bir halde tepkisini dile getirdi.
O dönem kendisine karşı olduğumuzu ve bu sebepten dolayı unvanı yazmadığımızı düşünmüş.
Öyle olmadığını kendisine anlatma imkanım olmadı, zaten kader de buna müsaade etmedi. 
Bu gün burada bu anıyı anımı sizlerle paylaşarak bir anlamda kendisine sesimi de duyurmuş olduğumu düşünüyorum.
Bir kez daha rahmetle anıyorum… 

NİYET-KISMET!...
Bu gün, o günlere dair hatırları canlandırırken; makam sahibi olmak için çıkılan yolculukta insanların bir birlerini olan bakış açılarının ön yargılara mahkum olduğunu daha iyi görüyorum. 
Neredeyse attığı her adımı, şahsına ve bilim adamı kimliğine inandığımız ve sevdiğimiz için gazetemizde yer verdiğimiz kıymetli bir hocanın dikkate dahi değer olmayan bir eksiklik yüzünden sesini yükseltiyor olması, insanların seçim sathı mahallinde nasıl bir ruh haline büründüğünün de yansıması.
Algıların ters düz olduğu bir dönem…
Niyet ve kısmetin tecellisinde kader denilen kavramın istemeden de olsa unutuluyor olması...
Hak neyi kısmet eder, yarına dair hesap nedir bilmeden, düşünmeden!

BOZDAĞ’IN ZİYARETİ VE OLUŞAN KONSORSİYUM

Perşembe günü Yozgat’ta siyaset adına hareketli bir gündü.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ epeyce bir zamandır Yozgat’a gelmiyordu.
Yoğunluğu özlemiştik (!)
Bozdağ’ın Yozgat programı siyaset ötesinde bir algıyla gerçekleşti aslına bakarsanız.
Günler öncesinden konuşulan bir iddia hakikatle sonuçlandı; Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Bozok Üniversitesi Rektör adayı Salih Karacabey’e destek ziyaretini gerçekleştirdi.
Karacabey, bu ziyaretle bir anlamda Yozgat’ta oluşan destek konsorsiyumunun en önemli aşamasını da tamamlamış oldu.
Ziyaret sonunda kamuoyunda oluşan görüntü “Salih Karacabey Bozok Üniversitesi rektörü” şeklinde oluştu.
Karacabey’in, Bozdağ’ın üniversite yıllarından hocası olması bu ziyareti daha da farklılaştırıyor.
Hatırlanacağı üzere seçim sürecinde Memur-Sen, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti başta olmak üzere STK’lar, Sayın Karacabey’in ismi üzerinde ortak bir destek konsorsiyumu oluşturdu.
Son yemek bu desteğin açıkça ilanı oldu.
Karacabey’in destek bulması rektörlük yolunda ne denli etkili olur, sandığa yansıyan görüntü nasıl olur bunu görmek için çok fazla bir zamanımız kalmadı.
Ta başında isminin zikredilmesi ve kısa sürede şehirde oluşan destek açıklamaları bir anda Salih Karacabey ismini rektörlük yolunda favori kıldı. 
Dileğimiz ve temennimiz ön plana çıkan isimlerin memleket ve yeterince zaman kaybetmiş olan Bozok Üniversitesi’ne hayırlı işlerde bulunması. 
Zira, Sayın Karacabey için de bunun ötesinde bir temenni ve beklentimiz olamaz.

YOZGAT İÇİN TARAF OLMAK…
Bu güne kadar gerek habercilik ilkemiz gerekse gazetecilik etiğini oluşturan karakteristik yapımız Yozgat dışında bir hakikate taraf olmamıza müsaade etmedi.
O yüzden içimiz rahat.
Bu gün orada bu gün burada olmak yerine Yozgat’ın yanında olmayı her şeye rağmen tercih ettik.
Olması gereken ama genellikle olmayan bir hakikatin temsilcisi olmaya gayret gösterdik.
Bozok Üniversitesi rektörlüğü sürecinde de hakikatin tarafında yani Yozgat’ın tarafında olmayı tercih ettik.
Algılar nasıl olursa olsun bildiğimiz yoldan, inandığımız değerlerden şaşmadık.
Yozgat’a ve Bozok Üniversitesi’ne kazandıracak her kişiyi baş tacı ettik!
Bu süreçte de tarafımız Yozgat’tır, bu biline!
Bunu neden açıklama gereği duyduğuma gelince, aslına bakarsanız bu bir açıklamadan ziyade ‘ben’ demeden bizi kısa da olsa hatırlatmanın, anlatmanın şekli.
Beklenti içinde olmadık mı, olduk elbette; ama Yozgat için!
Çıkar ilişkilerimiz olmadı mı, oldu elbette; ama Yozatlı için!
Taraf olduk mu, olduk ama Yozgat’ın tarafında.
Bu seçimde tarafımız ve duamız kazanan, Allah’ın izni ve hidayeti ile kazanan Yozgat olsun…
Onun dışında bir hesap var, yazıyor nasıl olsa kalemlerin ötesinde!
Editör: TE Bilişim