Yeni Anayasa Paketi'nin halkın oyuna sunulacağı 12 Eylül öncesi partiler arası tartışmanın dozajı da her geçen gün artıyor. Hükümet referandum öncesi propaganda çalışmalarına yoğunluk kazandırıp, siyasi partileri kendi cephesine çekmeye çalışırken, özellikle MHP referandum sandığından 'hayır' çıkması için halka Anayasa Paketinde tespit ettiği yanlışları anlatmaya çalışıyor.
    12 Eylül gibi anlamlı bir günde yapılacak olan referandum öncesi yaptığı açıklamalarla AKP'nin 'Evet', MHP'nin de 'Hayır' oyu vermesindeki gerekçeleri ortaya koyan MHP Merkez İlçe Başkanı Ethem Sedef; “Adeta "AKP anayasasına" dönüştürülen Anayasa değişiklik paketine referandumdan onay almasını sağlamak için, iktidar dinamikleri her yola başvuracaktır. AKP, özellikle yandaş medyasını kullanarak her türlü kirli propagandayla halkın zihnini kirletecektir. Çünkü her olayda görüldüğü gibi bunu tarz ve yöntem edinmişlerdir.  Çünkü AKP iktidarı bu Anayasa değişikliği paketinin referandumdan onay almasını, kendi kurtuluşu olarak görmektedir” dedi.
    AKP'nin meselesinin Türkiye'de demokrasi ve hukuku daha güçlendirmek, bunların işleyişini daha kaliteli hale getirmek, sosyal devletin işlevini sağlamlaştırmak halkın açlığına yoksulluğuna çözüm üretmek olmadığını ileri süren Sedef;
    “Kendi siyasi ihanet ve yolsuzlukları karşısında yargı kurumlarını siyasallaştırmak ve yandaş hale getirerek hesap vermekten kurtulmaktır. Anayasa değişikliğindeki eas hedef ve güdülen amaç budur.
    AKP her yönüyle bu referandumda kendini kurtarma peşindedir.Anayasa Mahkemesi'nin kararından hemen sonra, Saadet Partisi'nin ve Büyük Birlik Partisi'nin sanki arkasından kovalayanı var gibi nefes nefese referandumda "Evet" oyu vereceklerini açıklamaları da, AKP'nin rol dağıtımındaki hızını görmemizi sağlamıştır” dedi.
    Büyük Birlik Partisi'nin AKP'nin "12 Eylül Darbecilerinden hesap soracağız" yalanına alet olduğunu ileri süren Sedef, şunları söyledi: “BBP, AKP'ye desteğini bu şekilde meşrulaştırıyor…Sayın Topçu ''Göğsünü gere gere bu referanduma evet diyeceğini'' açıklıyor. Sayın Topçu siz BBP Genel Başkanımısınız yoksa AKP il başkanımısınız?
     Avrupa Birliği de referandumda AKP'ye destek açıklamasında bulundu. ABD, Barzani, Talabani, Rumlar, Ermeniler, Hahamlar, Papazlar da önümüzdeki günlerde aynı 22 Temmuz 2007 seçimlerinde olduğu gibi, AKP'ye destek açıklaması yapacaklardır.
    AKP'nin "Demokrasi ile daha fazla yüzleşeceğiz, darbecilerle hesap soracağız" ifadeleri her yönüyle yalan yüklü propagandalardır. Kim bunlara inanıyorsa, ya cahil ya da işbirlikçidir. Cahil olmadıklarına artık tamamen emin olduğumuz bir işbirlikçi güruhsa, son zamanlarda AKP ne zaman politik bir konuda sıkışsa ve onu sinsi propagandalarla aşmaya çalışsa, anında yandaş medyanın baş konuğu yapılmaktadır.
    Eskiden bunları "Eski Ülkücüler" diye konuşturuyorlardı. Şimdi ise, direkt "Ülkücüler" sıfatını vererek konuşturuyorlar.
    Anayasa Mahkemesinin kararından sonra, AKP medyası bunları 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak referandum için konu mankeni olarak tekrar kullanmaya başladı. Bunların hepsi kurgulanmış gibi hep aynı sakızı çiğniyorlar… Neymiş efendim? 12 Eylül Darbecilerinden hesap sormak için referanduma destek vereceklermiş… AKP toplumu kandırmak için böyle bir yalanı piyasaya sürdü, bunlar da yalancı şahit olmak için sıraya girdiler.
    Buradan AKP'nin üst düzey yöneticilerine soruyorum. Siz ülkücü hareketi bu kadar mı seviyorsunuz savunuyorsunuz ki Ülkücü Hareketin geçmişte maruz kaldığı acıların işkencelerin çilelerin hesabını bir yerlerden sormaya çalışıyorsunuz. Yoksa asıl hedefiniz Ülkücü Hareketin mensuplarının akıllarını karıştırmak maksadıyla referandumda ''evet'' avcılığımı?
    Son günlerde sadece AKP'nin yayın organlarında çıkanların açıklamalarına baktığınızda, bunlardan bol bol görürsünüz. Hele bunların MHP ve Ülkücü Hareket adına konuşmalar yapması, Ülkücüleri yönlendirmek için kılıktan kılığa girmesi, alçaklığın en yüksek mertebesidir.
    "Ülkücüyüm, Milliyetçiyim, MHP'liyim" diyen hiçbir kimse, AKP'yi ve Recep Tayyip Erdoğan'ı hesap vermekten kurtaracak hiçbir girişimde yer almaz. Bu kurtarma girişiminin aynı zamanda ABD'ye, AB'ye, Barzani'ye, İsrail'e, Talabani'ye, PKK'ya hizmet olduğunu bilir. Referandumda AKP'ye destek vereceğini söyleyenler, zaten AKP'nin beslemeleridir. Dolaysıyla bu hizmeti gönüllü yapmaktadırlar. Bir de bu beslemeler sanki MHP'nin referandumda "Hayır" oyu vereceğini açıklaması ile referandumu boykot edeceğini açıklayan BDP'nin gerekçeleri aynı gibi "MHP, CHP ve BDP'nin aynı safta bulunduğu cepheye karşı 'Evet' oyu vereceğiz" gibi ahmak bir propagandayı dillendiriyorlar.
    12 Eylül 2010 tarihinde sandığa gidecek her Türk vatandaşı, AKP'nin gizli ve açık tüm kirli emellerine "Hayır" oyu kullanarak, aynı zamanda ABD'ye, Barzani'ye, Talabani'ye, PKK'ya "Hayır" demiş olacaktır. Yeni "Deniz Feneri" yolsuzluklarına, yeni Habur sınır kapısındaki PKK şovlarına "Dur!" diyecektir.
     Sonuç olarak; üniversite mezunları gelecekten umutlarını kesmişler, ekonomi durma noktasına gelmiş. Çiftçilerimiz bitmiş durumda. Türkiye'nin her noktasında aynı durumla karşılaşıyoruz. Milletimizin tamamı gelecekle ilgili kaygı duymaya başladı. Bu görüntüler iktidar partisini yıpratınca gündemi değiştirmek amacıyla karşımıza anayasa değişikliğiyle çıktılar. Biz diyoruz ki ülkemizin gerçek gündemini konuşmamız lazım. Vatandaşlarımızın gerçek sorunlarını görüşmemiz lazım. Referandumda da MHP olarak 'hayır' kampanyamızı sürdüreceğiz ve bütün Türkiye'yi dolaşıp vatandaşlarımıza bunun doğrusunu anlatacağız.”

Editör: TE Bilişim