O yüzdendir ki vekil olup olmaması çok da önemsenmedi çoğu zaman. 
Ankara’da TESKOMB gibi bir esnaf hareketinin genel başkanlığı koltuğunda sahip olması bilmem kaç vekillikle eşdeğer görüldü her zaman.
Güçlüydü…
Makamlıydı…
Bir de namlıydı…
Yozgat’a çok şey yapacak dirayete sahip(ti)…
Kendisinin deyimi ile hayatında 2004’ten sonra çok şey değişti. 
Yine kendi ifadesi ile ‘Yozgat’la evlendi…’
Özellikle aday tanıtım töreninde bu ve benzeri oldukça iddialı ifadeler kulandı Sayın Abdulkadir Akgül!
Mesela bir zamanlar mensubu olduğu MHP’de bulunmakla aslında çok şey kaybettiğini dahi ima etti.
Vatan sevgisini aslında AK Parti’de öğrendiğini söyleyerek eski ülkücü kimliğine çizik attı…
Net ve keskin konuşan Akgül’ün bu tutumu çoğu zaman partilileri tarafından da kabul görmez.
Bazen olduğu gibidir mesela.
Kimi zaman kırar bir sözü ile …
Onu tanıyanlar da öyle kabul eder.
Etmeyen de, söylendiğiyle kalır.
Ama doğru istişare ile, zikzaksız güzergahlar gösterildiğinde iş yapacak makama sahiptir Akgül!
Ama zikzaksız güzergahlar sunulmalı siyasete ve Yozgat’a dair.
Özellikle milletvekili seçildikten sonra Yozgat’a daha çok gelen TESKOMB Başkanı Akgül’e Yozgat’ı ve Yozgatlı’yı tanıtmaya gerek yok!
Esnaf teşkilatının ağabeyliğini yapmak bile başlı başına tecrübe ve kazanılmış savaşın galip komutanlığı değil midir?
Eminim milletvekili seçildikten sonra bir yaşına dahi değdi Akgül!
Hiç unutmam Kültür Müdürlüğü Salonu’ndaki şu konuşmasını (Sanırım umre/hac dönüşüydü): “Milletvekili seçilmeden önce bol keseden vaatler verdik. Ancak Ankara, yani mecliste vekil olmak Yozgat’tan göründüğü gibi değilmiş. Buradan her şey hoş geliyor ancak Ankara’da meclisin duvarına vurunca kafayı anladım her şeyi…”
Üç aşağı beş yukarı böyle konuşmuştu Sayın Akgül…
Aslına bakarsanız bazı gerçekleri itiraf etmek de erdem ister, tabi ders almak kaydıyla.
Akgül yeni süreçte hakikaten ders almış, hem Yozgat’ı hem Ankara’yı hem de vekilliği tanımış usta bir milletvekili olacak(mı),
Ya da yeni dönemde birinci sıra adaylığı ile milletvekilliği koltuğuna oturmuş ilin ağabeyliği koltuğunda kulaklarını tıkayıp vakit mi öldürecek!
Her iki ihtimalde kuvvetle muhtemel!
Akgül’ü vekillik öncesinden bu güne kısmen de olsa takip eden bir gazeteci olarak izlenimleri aktardım buraya kadar -detaylarına inmeden-.
Bundan sonrası için ne olur, 1. sıra adayı Akgül, Yozgat’ta 7 Haziran seçimlerinin kaderini değiştirecek iradeyi gösterir mi, ya da gösteriyor mu, konuşmak gerek.
Geçenlerde bir programda ayaküstü sohbetimiz oldu.
Uzun süredir bu manada istişaremiz olmamıştı!
Düne göre daha derin geldi Akgül….
Daha tanıdık, daha tanımış!
Yozgat’a yabancı değil yani…
Hoş, yabancı olmanın ceremesini iç dünyasında yeterince çektiğine inanıyorum…
Bu kez ayakları sağlam yere basar mı, basmalı…
Kendinse de söyledim, Akgül isterse AK Parti Yozgat’ta sürpriz yapar!
Ama Akgül isterse…
Hem 1. sıra adayı hem görmüş geçirmiş bir milletvekili hem de Yozgat’ı çok iyi tanıyor.
Bunların üstüne bir de TESKOMB’u koyduğunuzda yapabileceklerine hayallerim yetişmiyor!
Bu gün ortaya koyacağı irade niyetinin de yansıması olacak aslına bakarsanız…
Kader bu ya, son sıra adayıyken de sürükleyici güç olmak zorundaydı bu gün 1. sıradan aday yine aynı sorumluluğa fazlasıyla sahip.
Sorumluluklarını partisine ve Yozgat’a karşı hangi ölçülerde yerine getiriyor?
Bu sorunun yanıtını kamuoyu verecek.
Kamuoyunun nabzını tutan biz gazetecilere yansıtmak düşer…
Şahsen, Sayın Akgül’ün Yozgat için bir kazanç olduğunu düşünüyorum, doğru istikamete yürüdüğü takdirde.
Fakat bazı kazanımlar faydalıdır bazıları ise -faydasız demeyim ama- etkisizdir.
Tıpkı yer altında küfeler dolusu hazinelerle, sandıkta sakladığınız altınlarınız gibi
Birinin varlığından haberiniz yok ama kıymeti sınırsız, birini istediğiniz an faydalı hale getirmek sizin elinizdedir.  
Makamlar da insanları bu pozisyonu yüklüyor çoğu zaman.
Kıymetini bilen, kıymet bilen!
Sanırım Akgül için 7 Haziran ve sonrası bu anlamda çok önemli bir imtihan!
Hadi hayırlısı!

4-0 olur, demedi demeyin…

Partililerin yakın markajı her geçen gün artıyor.
Hadi söyle bakalım gazeteci ne olur diyenin aklındaki yanıt belli aslına bakarsanız.
Acaba diyor soruyu sorarken ‘Benim düşündüğümü mü söyleyecek…’
Dün yine yakından tanıdığım bir MHP’linin yakın markajındayım.
Yanında iki AK Partili, ve o can alıcı soru; son durum nedir söyle bakalım.
4-0 olur, yanıtı verdim yüksek sesle.
Aramızda mesafe olduğundan yüksek sesle söylemek zorunda kaldım, ama aynı yükseklikte yanıt geldi.
“Hadi canım sendeee…”
Neden 4-0 olmasın dedim…
MHP 4-0 yapamaz mı?
Güldü…
O AK Parti’yi kast ettiğimi sandı ancak ben MHP 4-0 yapar iması ile olayı şakaya vurdum.
4-0, alerji gibi bir şey.
Tarafı nere olursa olsun tepki büyük!
Aman abi, ben tahmin mahmin yapmam, ne diyelim dostluk kazansın!

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ ?

* Milletvekili adaylıklarının belirlenmesinin ardından ilk defa Yozgat sokaklarından son model otomobili ile gelip geçen milletvekili adayını…

* Ziyaret ettiği iş yerinde hiç beklemediği ‘Önce verdiğiniz sözü tutun’ söylemi karşısında vatandaşla tartışmaya giren milletvekili adayını…

* Muhalefet partisi milletvekili adayını ‘Bu güne kadar ne yaptı ki’ şeklinde eleştirirken aslında kendi partisinin iktidarda olduğunu unutan milletvekili adayını…

* Harcandı gözüyle bakılan ama milletvekili aday sıralamasında önemli bir yere getirilince düne kadar yüzüne bakmayanların baş tacı yaptığı milletvekili adayı…

* Seçim çalışmalarını merkeze uğramadan ilçelerde sürdüren milletvekili adayı…

* Belediye başkanının vatandaşa karşı sert tutumu yüzünden oy kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya olan siyasi parti…

Editör: TE Bilişim