Zordur aradığını bulmak aşkta ama aradığını bulamadığında kabullenmek gerekmez mi bunu? Neden mutsuz olacağımızı bildiğimiz kişileri hayatımıza dâhil ederiz.
Sevmediğin birine ne kadar tahammül edebilirsin ki… Ya da mantığına uymayan birine? Biraz sevgi, biraz mantık ve ardından saygı, ilgi gerekmez mi mutlu olabilmek için? Yalnız kalmaktan korkarken yanımızdakiyle yalnız kalmak daha mı iyi dersiniz? Bu haksızlık değil mi hem karşımızdakine hem de kendimize?
Bu yaptığımız haksızlığın akabinde ne olacağını tahmin etmek zor değil. Yalnızlığımıza bu kez de huzursuzluk eklenir, yani aşkta da Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olunur. Sonra gelsin kötü sözler, çarpılsın kapılar… Kadın bir tarafta “ya sabır” çeksin erkek bir tarafta… “Gözünün üstünde niye kaşın var?” desin bir taraf, diğer taraf “senin kamburun mu çıkmış…” Kısacası bahaneler, bahaneler…
Zordur sevmeyince sadakat göstermek. Beden masum kalsa bile gözler çapkınlaşır…
Ne gidebilirsin sonra ne de mıh gibi çakılabilirsin olduğun yere. Gitmeli mi, kalmalı mı derken aklına gelir çoluk çocuk.
Ve zordur sevmeden fedakârlıklar yapmak; söylenmeden. Zordur sevmediğin biriyle son nefesine kadar aynı yolda yürümek.
Zordur inandırıcı bir şekilde “seni seviyorum” diyebilmek. Ve gereksizdir evlilik yıldönümünü aklında tutmak.
Hey sen! Sevmeden evlenen kişi; pardon senin aklın mı karışık şimdi; yoksa aşkın mı?
Sevdiğinin Gerçeği
Rüyamda yanımdasın. Sahilde oturmuş denizi seyrediyoruz. Sen diyorsun ki; “Ne güzel rengi var denizin, turuncu”. Cevap veriyorum; “saçmalama denizin rengi mavi”. Sonra sen diyorsun ki; “benim dediğim madem yanlış, gidiyorum”. Ve arkandan bağırıyorum sonra; deniz turuncu, sen haklısın, gitme!”.
Sonra oturuyorsun tekrar karşıma ve soruyorsun; “neden denizin mavi olduğunu söyledin öyleyse?”.
“Bende dâhil herkes denizi mavi bilirken sen turuncu dedin, bu kez de senin dediğin olsun istedim sevdiğim. Sen turuncu görmek istedikten sonra bende turuncu görürüm denizi, sen benimle ol yeter ki...”
Kim daha fazla severse, o doğrularından vazgeçmez mi çoğu zaman?