DUALAR ediyor bir diğer taraftan da. Parmaklarına diktiği. Sevgi güllerini suluyordu.
Baş parmağı da her zamanki gibi gene fazla konuşmuyor. Badem parmağı akan yaşlarla çiçeklerini suluyor. Orta direk ise her iki tarafı idare etmeye çalışıyordu.
Gül ağacı ve güççük bacıya gelince onlarda birlikte sohbet ediyorlardı.
Salih… Gül ve çiçekleriyle uğraşan dostlarına seslenerek:
-Haydi bana yaklaşın sizlere ilginç bir o kadarda ibretlik güzel bir anımı anlatayım, diye.
Yalnızlığını anlattığı sohbetlerle kalabalıklaştırmaya çalışıyordu.
Güççük bacı gene civirdek sesiyle:
-Çabuk, çabuk ne olur hemen anlat, dedi
Orta direk:
-Gürültü yapmayın arkadaşlar, diye sessizlik istiyordu.
Salih… masasındaki karıncalarına daha önce verdiği ekmek kırıntıları ve peynir parçalarını tekrar kontrol ettikten sonra.
Zorluklarla ama yılmadan taşıyarak karıncaların çektikleri zorlukları seyretmeyi bir kenara bırakarak sessizlik içinde Salih’i… dinlemeye hazırlanan dostlarına karşı iyice döndü ve önce bir iç çekip bir anda kaşlarını hafif çattı ve kısık sesiyle anlatmaya başladı:
-Heyecan dolu güzel ümitlerle Yozgat’ın kazası olan Sorgun’a hicret ederek yani göç etmiştik yeni kiralık olarak tuttuğumuz eve taşındık eşyalarımız henüz daha yerleşmemişti evin ortasında yani yerde değişik renklerde boyanarak süslenmiş “Kur an” yazılı bir karton kağıt gördüm evin eşyalarını yerleştirmeye çalışan insanlar yaptıkları işin telaşından o kağıttaki yazıları görmüyorlardı ev sahibinin küçük torunundan rica ederek o Kur an yazısı yazan karton parçasını bana vermesini istedim.
Elime aldığımda üzeri tozlanmıştı bir bezle tozunu sildim etrafındaki reklam yazılarını da makasla keserek “Kur an” yazısı ve Türkçe meali kalacak şekilde ayarladım, diye.
Konuşmalarını sürdürürken gül ağacı Salih’in konuşmalarını kısada olsa keserek normal ses tonuyla:
-Kartonun üzerinde ne yazıyordu?, diye sorular soruyordu.
Salih… engelliyemediği göz yaşlarını hafifçe elindeki havluya silerek tekleme sesiyle:
-La ilahe illallah Muhammed ün Resul Allah yazıyordu daha sonra ev eşyaları yerli yerince yerleştirildi.
Annem halamla çarşıya alışverişe gitmek için hazırlanırken bende elimdeki o karton kağıtta Kur an yazılı kağıdı uzatarak:
—Bunu camlı bir şekilde çerçeve yaptırır mısınız, dedim.
Daha sonra annemlerin alış veriş dönüşlerinde benim emaneti de getirdiler. Sağ olsunlar yaptırılan çerçevede çok güzel olmuştu evimin en güzel bir köşesine duvara astırdım.
İçimde nedenini pek anlayamadığım bir takım duygulara kapıldım “içimde değişik mutluluk ve güzel duygular oluşuyordu kendimi bir kuş gibi uçuyor hissediyordum.”
Güççük bacı her zamanki gibi telaşlı, telaşlı sorular sormuyormuş gibi duruyordu daha fazla dayanamayarak kısık bir ses tonuyla:
-Daha sonra ne oldu, diye Salih’e değişik sorular sordu.
Salih:
-Günün yorgunluğu ve evi yerli yerince yerleştirmenin rahatı ve huzuru içinde akşam oldu kardeşlerim ve evi yerli yerince yerleştirmek için gelen halam yani herkes yataklarına istirahata çekildiler.
Benim dikkatimi çeken bir şey varidi yattığım o yatak yorgan sanki beni kucaklıyormuş gibi sarıp sarmalıyordu bir taraftan da burnuma değişik hoş kokular geliyordu o güzel duygular ve hoş kokularla uykuya daldım.
“Evet dostlar daha da güzel ve ilginci hayırdır inşallah oda rüyamda oldu” dedi ve soluklanmak için.
Masasında bulunan sürahiden bir bardak su doldurdu besmele okuyarak üç nefeste içti hamt ve şükrünü tamamlarken. Baş parmak:
-Allah hayırlara vesile kılsın, diyerek Salih’in gördüğü rüyayı anlatması için tekrar sessizliğe büründü.
Salih:
-Çarşaflı bir insan… Kadın mı erkek mi bilmiyorum elimden tutarak beni evin dışarısına çıkardı elleri firolans lambası gibi etrafa ışık saçıyordu yaz ayları olmasına rağmen her tarafta sarı, sarı çiğdemler… açmış halbuki çiğdemler yazın değil baharın açarlardı her ney ise o çarşaflı insan… tekrar elimden tutarak yurdumuzun ve tüm dünyaya yayılan çiğdemleri bana gösteriyordu, Diyerek rüyasındaki gördüklerini de dostlarına anlatarak:
-Evet dostlarım rüyam da bu hayırlara vesile olur inşallah” diyerek.
Bir anlam veremediği hoş kokulu yatağı ve ilginç rüyasını anlatmayı tamamladı.
Salih’in bir anlam çıkartamadığı o taşınma olayı ve ilginç rüyası yıllar sonra tekrar gerisin geri Anka raya taşındıklarında bir anlam veriyordu.
Salih… yaşadıkları acı tatlı günlerini anlatan bir kitap yazıp yayınlattı yazdığı kitabın adı da.
“Sarı çiğdem’di” yıllar önce gördüğü çiğdemli… rüyası gerçek olmuş yazdığı o kitabı yurdun dört bir bucağında okunur olmuştu.
Sarı çiğdem… kitabından kazandığı bir miktar parayla hemen bir bilgisayar aldı ve. Düven dişleri isimli ikinci kitabını yazdı.
Yazdığı bu kitaplar yurt içinde ve yurt dışında Almanya, Hollanda hatta Amerika ve birçok devletlerde Sari çiğdem ve Düven dişleri kitabı okunuyor ve gittiği her yere sevgi gülleri saçıyorlardı.
Güççük bacı:
-Nasıl sevgi gülleri saçıyorlar yani okuyucular neler diyorlardı?, dedi.
Salih… eline ulaşan sevgi dolu mektupların arasından bir kaç tanesini seçerek ve yavaşça açarak dostlarına sırayla okumaya çalışıyordu...
Selam ve dua’larımla.