BİR konuda görüş bildirirken, 'sence' veya 'bence' ile söze başladığımız da, 'doğru' olanı bulmak yerine, yetki kimde ise onun 'doğrusunu' kabul etmek durumda kalırız. Tıpkı, Yozgat Stadı konusunda olduğu gibi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Yozgat'ta modern bir stad yapılacağını müjdelemesinin ardından tartışma başladı. 'Bence' diyerek konuya giriş yapanlar, 'Yozgat Stadı yıkılsın, yerine daha iyisi yapılsın' dedi. Kimileri, 'Şehir dışına taşınsın, Sarıhacılı olabilir, Divanlı, Topçu arasında bir yer olabilir' görüşünü ortaya attı. Bazıları, 'Mevcut bile fazla, tribünlerin yarısını bile dolduramıyoruz, tribünler yenilense yeter' çıkışını 'bence' ile süsledi...
Bizler 'bence' ile başlayan tartışmamızı bitirmeden, işi yapacaklar 'bence' diyerek, mevcut stadın bakımının yapılıp, modernize edilmesi yönünde kararını verdi, 'buyurun' denildi. Şimdi çırpınıyoruz. 'Herkese yeni stad, Yozgat'ta eski stad' diye. Sonuç değişecek mi? Bana sorarsanız bu saatten sonra zor değişir. Zira bizler 'bencelerimizden' henüz kurtulamadık. İnşaat başlayacak, biz hale 'şöyle olmalı, böyle olmalı!' tartışmasındayız...
Yozgat'a yeni bir stat gerekli mi? Gereksiz mi? Önce bu konuda mutabakata varalım. Evet Yozgat'a yeni bir stat gerekli. Türkiye'nin tam orta yerindeki bu il, çevre illerdeki takımları konuk edebilir, futbol alanında yapılacak organizasyonların ev sahibi olur. Türkiye Kupası finali, play-off elemeleri, Milli takımın maçları bu şehirde oynatılabilir. Buna da Yozgat'ın ihtiyacı var...
Ama '3'üncü Lig'de takımımız var. Bize yeni bir stat yapılmalı' mantığı ile hareket edip, konuyu 'bence-sence' noktasına taşıdığımız süre içerisinde, bize 'o halde mevcut stad yeter' derler, dediler, diyorlar...