ŞEHİRDE yaşamanın bir bedeli vardır! Bunu sıkça duyarız. Bu bedeli ödemeye hazır olanların şehirde kendisine yer edinme mücadelesi olduğunu dünürdüm. Sonları, bedel ödemeye hazır olanların, neye karşıl bir bedel ödeyeceklerini sorgulama ihtiyacı duydum. Bedeli talep edenler, bunu neye karşılık istediklerini bir türlü bulamadım...
Şehir sözcüğünün karşılığı 'Medeniyet' olarak karşımıza çıkıyor. Türkçede ise 'Uygarlık' olarak tanımlanıyor. Medeniyetin hakim olduğu yer. Yani, insanların birbirine saygı duyduğu, özgürlüklerini, diğerinin özgürlük sınırına kadar uzatıp, sonrasına geçmemeye özen gösterdiği bir durum. Örneğin, gecenin bir vaktinde şehrin herhangi bir yerinde klakson çalarak tur atmak, başkalarını rahatsız ediyorsa (ki ediyordur) buna şehri yönetenlerin müdahale etmesi gerekir. Etmiyorsa, bedel isteme hakkını da kaybetmiştir. Buna rağmen bedel talebinde bulunuyorsa, işte o zaman devreye 'kanunsuzluk' girer...
Mevzu derin. Köy yaşamında insanların ortak hareket etmeye yönelik kuralları vardır. Kız isteme, nişan, düğün törenleri gibi. Bu süreç hep bir diğerinin aynısıdır. Şehirde durum farklıdır. Çünkü farklı bölgelerden, farklı kültürlerden gelenler, kendi geleneklerini, birlikte yaşadığı toplumun diğer fertlerinin gelenekleriyle harmanlayarak, ortaya 'arbesk' bir durum çıkartabilir veya kendi geleneğini devam ettirme özgürlüğünü kullanır. Kimse müdahale edemez. Köyde herkesin müdahale hakkı vardır...
Şehrin yabancısı olmaz. Kimliğin, makamın, mevkiinde önemi yoktur. Kimse kimseyi tanımaz/tanımak zorunda değildir. Komşuluk ilişkileri belirli düzeydedir. Apartman kültürü oluşturulmuştur. Asansörle karşılaşıp, selamlaşmanın ötesine pek gidilmez...
Yozgat il merkezidir, şehirdir. Ancak, köy geleneklerine bağlı olması nedeniyle ortaya 'arbesk' bir yapı çıkmıştır. Bu sadece Yozgat için de geçerli değildir. Anadolu şehirlerinin önemli bölümünde bu böyledir. Köyde, binek aracınızın cinsi ne olursa olsun, isteğiniz yola istediğimiz yönden giriş yapabilirsiniz. Ama şehre geldiğinizde bunu yapamazsınız. Yapılabiliyorsa ortada bir sorun vardır. Şehirleşememe sorunu vardır. Bunu sağlayamadığınız süre içerisinde, 'şehirde yaşamanın bedeli' her ne ise talep edemezsiniz. Arz olmadan, talep olmaz. Şehrin kurallarından biridir...
Önümüzde yerel yönetimler seçimi var. Kimisine göre Kasım ayı içerisinde kimisine göre önümüzdeki yıl normal tarihinde. Farketmez. Sonuçta yerel yönetimleri yeniden belirleyeceğiz. Ha 5 ay önce ha sonra. Yozgat'ta şehirleşme adına atılan adımlar var. Bu adımların atılması beraberinde sıkıntıları da getirmektedir. Bir direnç ortaya çıkmaktadır. Her değişim sancılı olur. O nedenle Yozgat'ta gösterilen dirençte normaldir, anormal bir durum yoktur...
O halde, kim aday gösterilir, kimler aday olur bilemem. Ancak, şehirde yaşamanın bedelini talep ederken, talep edilenin karşılığını ortaya koyacaklardan yana olmak durumundayız... 
Dünden Bugüne Bugünden Yarına
-Yozgat'ın havası kirliydi!..

YOZGATta 24 Şubat 2001'de çekilen bu fotoğraf hava kirliliğini simgeliyor. 1999 yılında Türkiye’nin havası en kirli illeri arasında yer alan Yozgat’ta Valilik tarafından alınan kararların uygulanması, kirliliği hafifletti. Hava kirliliğine neden olan unsurların ortadan kaldırılması amacıyla denetimlerin aralıksız sürdürüldüğü kaydedildi. Doğalgaz ile kirlilik tamamen yok oldu.