Ey gönlümün Oğuz Gülü
Sana rağmen seni sevdim
İster kul de ister deli
Sana rağmen seni sevdim
Sırt dönüp hayata, aşa
Sana vardım koşa koşa
Boşa gururlanma boşa
Sana rağmen seni sevdim
Dert etsen de durağımı
Söndürsen de çerağımı
Dinledim alp yüreğimi
Sana rağmen seni sevdim
El olunca evim, yurdum
Düş emzirdim, hayal kurdum
Sevmeseydim yok olurdum
Sana rağmen seni sevdim
Ben ki yemin etmiş çeri
Ne melek bildim ne peri
Sen buldum senden içeri
Sana rağmen seni sevdim
Kenan ÇARBOĞA
FERYAT
Gayrı sana ne söyleyim, ne deyim
Tatlı aşı taş başında yedirdin
Darmadağın, bir perişan hâldeyim
Tatlı aşı taş başında yedirdin
Kanadımı kırk yerinden kırmakla
Ne kazandın taştan taşa vurmakla
Gözyaşlarım yarış etti ırmakla
Tatlı aşı taş başında yedirdin
Adres ettin her belana, gadana
Hasret kıldın gülüşüne, edana
Allah için, ne yaptım ki ben sana
Tatlı aşı taş başında yedirdin
Ölüme yürürken ben adım adım
Sana ninni geldim ahım, feryadım
Ne huzurum kaldı ne ağız tadım
Tatlı aşı taş başında yedirdin
Kenan ÇARBOĞA
SEBEB-İ HÂL
İçimize bunca nefret
Yığdıkça bozuldu dünya
Rahmet beklerken felaket
Yağdıkça bozuldu dünya
Avlanırken avcı avda
Demir küle döndü tavda
Bir yüreğe iki sevda
Sığdıkça bozuldu dünya
Milletin namus, arına
Kasteder külli varına
İtler cami duvarına
Siğdikçe bozuldu dünya
Yolsuzlukla dolu yollar
Vicdanı mezara yollar
Anasız, atasız kullar
Doğdukça bozuldu dünya
Göç edince akıl, izan
Kalem olur mertek, hezen
Mert olanı namert düzen
Boğdukça bozuldu dünya
Hükmü yok olalı beyin
Ne baş kaldı ne de beyin
Devlet haramiye boyun
Eğdikçe bozuldu dünya
Böyle varıldıkça sona
Mülk temelden batar kana
Mizan haksızlardan yana
Çöğdükçe bozuldu dünya
Kenan ÇARBOĞA