Menopozun aniden gelişen bir durum olmadığını, yıllarda devam eden bir sürecin sonunda meydana geldiğini belirten Dr. Serpim, “40’lı yaşlardan itibaren kadınlarda önce yumurtlamanın azalmasına bağlı düzensiz adet kanamaları, aralıklı ateş basması ve terlemeler ile psikolojik değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Zamanla yakınmalar giderek artar ve adet tamamen kesilir. Bu dönemde bir yıl adet kanamalarının olmaması menopoz tanısı için yeterli olmaktadır” dedi. Serpim, menopoz sürecinde oluşan değişikliklerin kadınların hayatını derinden ve olumsuz etkilediğine değinerek, bu değişikliklerin başında, hormonal  değişiklikler geldiğini, Menopozdaki temel değişikliğin yumurtlamanın durması sonucu kadınlık hormonu olan östrojenin azalması olduğunu anlattı. Dr. Serpim, ‘’Bunun sonucunda da  kadında, başta ateş basmaları, terleme, çarpıntı olmak üzere, uykusuzluk, sinirlilik, depresyon, unutkanlık, halsizlik, cinsel istekte azalma, kemik erimesi ve buna bağlı kırıklar oluşur. Damar sertliği, diğer kalp-damar sistemi hastalıkları gelişme eğilimi, cinsel organlarda atrofi, kuruluk, ağrılı ilişki, idrar kaçırmaya kadar varan üriner sistem sorunları ortaya çıkabilmektedir” diye konuştu. Menopoz sürecinin doktor kontrolünde geçirilmesinin önemine değinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gülçin Serpim, kontroller esnasında hormon düzeyleri değerlendirilerek yapılan Hormon Replasman Tedavisi ile şikayetlerin en aza indirgenebildiğini vurguladı. Yine bu dönemde, yaşam kalitesini artırmak için kalsiyum içeren gıdaların tüketilmesini tavsiye eden Dr. Serpim, menopoz döneminde D vitamini alabilmek için gün ışığından faydalanılması, kafein, şeker, tuz, alkol ve sigaradan uzak durulması, düzenli egzersiz ve yürüyüşler yapılması, sağlık kontrollerinin aksatılmaması gerektiğine işaret etti. Serpim, ‘’Ayrıca menopoz dönemi meme ve jinekolojik kanserlerin sık görüldüğü bir dönemdir. Bu nedenle mamografi, pelvik ultrasonografi ve servikal smear taramalarının mutlaka yapılması gereklidir” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim