Psikiyatri Uzmanı Coşkun, günümüzde tüm dünyada çocuk istismarının resmi verilerin de dışında daha yüksek boyutta olduğunun bilindiğini, her 8 çocuktan 1’inin cinsel istismara maruz kaldığını bildirdi. Coşkun, Yozgat Şehir Hastanesi çalışanlarına yönelik seminer verdi. Coşkun, ‘’Çocuğun kendinden yaşça büyük bir yetişkin ya da çocuk tarafından maruz bırakıldığı, çocuğun hazır olmadığı ve anlayamayacağı her türlü eylem, o kişinin ya da başka birinin cinsel hazzı için kullanılmışsa, buna çocuğun cinsel istismarı” denildiğini vurguladı. Dünyada cinsel istismar sıklığı yüzde 11.8 olarak bildirilmesine rağmen, gerçek rakamların bildirimlerin 30 katı olduğu belirten Nihan Coşkun, “Aslında her 8 kişiden birinin çocukluk çağında cinsel istismara uğradığı tahmin edilmektedir. Kız cinsiyet, yaş küçüklüğü, fiziksel ya da zihinsel engel, içine kapanıklık, anne ve babanın yeterli sevgi ve ilgisini almayan çocuklar risk altındadır. Yine parçalanmış/çatışmalı aile, ebeveynin alkol madde kullanımı, dar ve kalabalık yaşam alanları da aileye ait risk etmelerindendir” diye konuştu.
İSTİSMARIN ETKİLERİ
Psikiyatri Uzmanı Nihan Coşkun, cinsel istismarın etkilerine de dikkati çekerek, “Özgüvende azalma, depresyon, kaygı, travma sonrası stres bozukluğu, uyku bozuklukları, kabuslar, okul başarısında düşme, idrar ya da dışkı kaçırma sorunları çocuk istismarının yansımasıdır. Erişkinlerin istismarın işaretlerini görmezden gelmesi, çocuğun suçluluk, korku, utanç duyguları nedeniyle istismarı dile getirememesi istismarın ve neden olduğu ruhsal yaralanmanın artmasına neden olur. Bazı durumlarda ise ailenin ve toplumun tepkisi istismarın kendisinden daha yaralayıcı olabilir” diye konuştu.
NE YAPMALIYIZ?
İstismara uğrayan çocuk kimsenin ona inanmayacağını ve destek olmayacağını düşünebildiğini, kendini suçladığını ve ailesinin de onu suçlayacağından endişe ettiğini belirten Nihan Coşkun, “Görmezden gelmemeli, gözümüzü dikmeliyiz. İstismarcılar çoğunlukla şüphe etmeyeceğiniz insanlardır. Bu nedenle erişkinlerde dikkat edip uyarmamız gereken davranışları öğrenmeliyiz. Çocuğa uygun yaşta cinsel eğitim ve mahremiyet eğitimi vermeli ve en önemlisi onu rahatsız eden bir dokunuşa hayır diyebileceğini ve ‘hayır’ larına saygı duyulması gerektiğini öğretmeliyiz. Eğer bize anlatırsa sakin kalıp dinlemeli, ona inandığımızı, bunun onun suçu olmadığını, onu sevdiğimizi ve hep yanında olacağımızı hissettirmeliyiz. Verdiği bilgileri o istemeden kimseyle paylaşmayacağımızı söylemeli, rızasını almadan dokunmamalı ve olayı anlatırken gereksiz detaylar ve ‘neden?’ sorusundan kaçınmalıyız” diye konuştu.

 

Editör: TE Bilişim