Okulların tatil olması ile başlayan yaz tatilinde çocukların karne notları ile acımasızca değerlendirilmeden, başarıya giden yolda motive olması, dinlenmesi gerektiği uzmanlar tarafından ortaya konuyor. Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Yazar, bu konuda önemli açıklamalarda bulundu.

            Eğitim yılının sona ermesi ile birlikte çocukların ve gençlerin uçun bir yaz tatili sürecine girdiğini, bununla birlikte acı haberlerinde gazetelerde yer almaya başladığını belirten Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Yazar, çocukların anne ve babaların baş tacı, göz bebeği, gönül bahçelerinin tatlı meyvesi, geleceğin güzel umudu, yarınların sahibi ve bekçileri olduğunu söyledi.

            Özellikle karne noktalarına ailelerinin genellikle yanlış bakış açısı içerisinde olduğuna dikkat çeken Yazar, önemli tespitlerini kamuoyu ile paylaştı.

            Yazar; “İlk olarak şöyle bir soru ile başlamak istiyoruz, acaba dünyada başarılı olmak istemeyen var mıdır? Sanırım hepimiz bu sorunun son derece gereksiz olduğunu düşünerek, hayır cevabını kolayca söyleriz. Peki başarının ölçüsü nedir? Bireysel olarak, aile olarak, hatta toplum olarak hangi sonuçlar bizleri  başarılı kılacaktır. Öte yandan, her sonuca ulaşılan şey başarılı olmak diye tanımlanabilir mi? Örneğin ölümle sonuçlanan başarılı bir suikast, yüzde yüz amacına ulaşmıştır, ancak burada  bireylerin ve toplumların iyiliği söz konusu değildir. Öyle ise her başarı makbul değildir, öncelikle hedefin, gidilen yolun, doğru olması gerekir” dedi.

            “Çocuklarımızın karne notları neyi ifade ediyor, hangi etkenlerin, bileşkelerin, ortak sonucudur” sorusu ile devam eden açıklamasında Yazar şunları kaydetti: “Karne notları, sadece çocuklarımızın başarısını mı gösterir, yoksa ailenin, toplumun, hatta devletin eğitim alt yapısının bir başarı notu mudur? Bu soru ile hedeflediğimiz şey, önce bireysel, sonra ailesel ve daha sonra toplumsal farkındalık oluşturarak, meseleye daha geniş açıdan bakılmasını sağlamaktır.

            Bizim kanaatimiz o dur ki; çocuklarımızın karne notları aslında multifaktoriyel (çok etkenli) bir sistemin sonucu olarak karşımıza geliyor. Nasıl mı; örneğin interneti ele alalım. Tüm aile bireylerinin; en küçüğünden, en büyüğüne kadar nerede ise tamamının bir şekilde sanal dünya ile bağlantısı var, üstelik ülkemizde internetin, sınırsız ve hiçbir kısıtlaması olmadığını, gelişmiş ülkelerde ise, çocuk ve gençlerin korunmalı, yasalar ile sınırlandırılmış internet kullanıldığını belirtelim.

            Çocuklarını internetteki zararlı yayınlardan, onların psikolojilerini olumsuz etkilemesi muhtemel sitelerden, korumaya çalışan  ebeveynler olarak bu konuya yetkililerin dikkatini özellikle çekiyor ve devletten acil önlem beklediğimizi belirtmek istiyoruz.  Yine çocuklarımızın başarılarına negatif etkisi tartışmasız kabul edilen bir diğer unsur ise, televizyon yayınlarıdır. Maalesef, özellikle dizi-film furyası yaşanılan şu günlerde, tarafımızdan TV yayınlarını değerlendirmek için olumlu tek bir kelime bile bulunamadığını, üzülerek belirtmek istiyoruz.”

            Ailelerin alması gereken tedbirler konusunda uyarı ve tavsiyelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Hayrullah Yazar, şu önemli hususları belirtti: “İnterneti sadece gerektiği kadar kullanalım, çocuklarımızı sosyal paylaşım sitelerinden uzak tutalım, unutmayalım’ ki,  facebook’ un  ahlaki olup olmadığı  hala tartışılmaktadır (mümkünse facebook’ tan maile uzak duralım).

            Çocuklarımız ile daha çok zaman geçirelim, faydasız ve boş şeylere vakitlerinin kalmasına engel olalım. Kahvaltı ve akşam yemeklerini ailecek- birlikte  vakitli yapalım.

            Ailecek kitap okuma alışkanlığı kazanalım, çocuklarımız kitap okurken bizler TV’ deki vasıfsız-derinliksiz dizi ve programlar ile, vaktimizi israf etmeyelim.

            Çocuklarımıza tatil günlerinin, yan gelip yatma, tembellik etme, keyif çatma olmadığını, bizzat yaşayarak gösterelim.

            Unutmayalım’ ki, programlı bir hayat, başarılı olmanın temel şartlarındandır. Yazın düzenlenen nitelikli kurs ve etkinliklere, mümkün olan en yoğun şekli ile çocuklarımızın katılımını teşvik edelim.

            Özgüveni tam olan bir çocuğun, zihinsel kapasitesini maximum seviyede kullandığını, öte yandan moral motivasyonu bozuk, öz güveni eksik çocukların zeki bile olsalar kapasitelerinin çok altında performans gösterdiklerini unutmayalım.

            Çocuklarımıza bu konuda, daima pozitif enerji aşılayalım.

            Doğal ve sağlıklı beslenmeyi, ailecek yaşam tarzı haline getirelim. Unutmayalım’ ki, bir çok hastalık dengesiz, yetersiz, vitaminsiz beslenmeden oluşmaktadır. Hastalıklar ise çocuk ve gençlerin eğitim maratonunda performansını düşürmekte, başarıya giden yolda önemli bir engeli teşkil etmektedir.

            Ailecek günlük uyku düzenimize dikkat edelim, mümkün ise erken yatıp erken kalkmayı alışkanlık haline getirelim. İnsan zihninin, en dingin olduğu ve algılama kapasitesinin en yüksek olduğu saatlerin sabahın erken saatleri olduğunu unutmayalım.

            Tüm ebeveynler olarak ise,  önümüzdeki eğitim yılı daha başlamadan, kişisel planımızı şimdiden yapalım ve bu sene çocuğumun veli toplantılarına eksiksiz katılacağım, çocuklarımın okuldaki arkadaşlarını yakinen tanıyacağım gibi, stratejik kararları şimdiden alalım.

            Başarıya ulaşmak için son bir hatırlatma; ne gariptir ki insan vücudu çalıştıkça gelişen, sağlamlaşan enteresan bir varlıktır, bu şekilde yani çalıştıkça gelişen - güçlenen başka hiçbir alet vs, yoktur.

            Çevremizdeki her şey kullandıkça eskir, gücünü kaybeder, zayıflar, ancak insan hafızası çalıştıkça güçlenir, düşünme kabiliyetimiz geliştikçe bizlere yeni-geniş bakış açıları katar. Tüm ebeveynlere, yaz tatillerini  önce kendilerine sonra çocuklarına, bu özellikleri kazanabilecekleri fırsatlara dönüştürmelerini tavsiye ederiz.”

Editör: TE Bilişim