Dr. Coşkun, hastalarda bazı sorunlu düşünce alışkanlıklarının mevcut olduğunu, bunlardan en önemlisinin ‘şansa dayalı bir oyunu’ kontrol edebilecekleri illüzyonu olduğunu kaydetti. Dr. Coşkun, ‘Kumarı şansa değil, beceriye dayalı bir oyun olarak kabul eder, kayıplarını da yanlış yaptıkları bir şeye atfederler. İkinci en önemli düşünce hataları bir önceki oyunda kaybetme ya da kazanmalarının bir sonraki oyunu etkileyeceğini düşünmesidir. Örneğin önceki 15 oyunda kaybetmiş olmak demek, artık kaybetme olasılığının yok olduğu anlamına gelmez. Her yeni oyunda her iki olasılık yine eşit olarak mevcuttur. Kumar bağımlılarının yüzde 10’undan azı tedavi arayışına girer bu yüzden en önemli basamak motivasyonu tanımak ve güçlendirmektir’ dedi. 
Dr. Coşkun, tedavi motivasyonunun içsel olması halinde başarı şansının da yüksek olduğunu, tehdit, baskı gibi dışsal kaynakların verimli olamayacağının altını çizdi. Dr. Coşkun, ‘Kumar bağımlıları sıklıkla söyledikleri yalanlar nedeniyle ailelerinin güvenini kaybetmiş olabilir. Bu nedenle tedavinin ilk aşamalarında aileden yeteri desteği görememek hayal kırıklığı yaratabilir. Bu durumun farkında olmalı ve gerekirse aile görüşmeleriyle süreç desteklenmelidir’ diye konuştu.

Editör: TE Bilişim