SADAKA-i fıtır (fıtır sadakası) Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı bir mala sahip bulunan her Müslüman’ın vermesi gereken vacip bir sadakadır. Buna fıtra da denir. Bu kelime halk arasında fitre şeklini almıştır. Fıtır sadakası (fitre), insanın yaradılışına bir şükür olmak üzere sevap kazanmak kastıyla verdiği sadaka demektir.
Fitre, orucun kabûlüne, ölüm sekaretindan ve kabir azâbından kurtuluşa bir vesiledir. Yoksulların ihtiyaçlarını gidermeye, bayram gününün neş'esinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. Bu cihetle fitre, insanî bir hayır ve medeni bir vazifedir.
Fitre vermek için şart olan, Müslüman olmak, hür olmak ve aslî ihtiyaçlar dışında nisab miktarı mala sâhip olmaktır. Akıl ve bülûğ fitrede şart değildir. Zengin akıl hastalarının ve çocukların fitreleri, velileri tarafından verilmelidir. Fitre vâcib olduktan sonra nisab miktarı olan mal telef olsa bile, fitrenin ödenmesi şarttır.
Fitre, Ramazan bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vâcib olur. Fitreyi vermenin müstehap olan şekli ise, fecrin doğuşundan itibaren namazdan çıkmadan önce fakirlere verilmesidir. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün, hatta birkaç ay önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları, noksanlarını telâfi etmeleri sağlanmış olur. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir.
Bir kimse, kendi evinde otursalar bile, babası, anası, dedesi, ninesi için fitre vermekle mükellef değildir. Akrabalar da böyledir. Babaları hayatta olsun olmasın dede, oğlunun fakir çocukları (torunları) için fitre vermekle mükellef değildir. Ayrıca fitre verilecek kişi, bu şartları taşısa bile; Ana, baba, büyük ana ve büyük babalarına, oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına fitre verilmez.
Bir kimse kendi hanımıyla büyük ve akıllı olan oğlunun fitresini vermekle mükellef değildir. Çünkü bunlar kendilerine sahip ve tek başlarına tasarrufa yetkilidirler. Fakat bunların müsaadesini alarak kocanın veya babanın onlar yerine fitre vermesi câiz olur. Ve bunlar kendi evinde ve idaresi altında iseler izinsiz de verebilir. Fakat aslolan herkesin kendi fitresini kendi malından ödemesidir.
Fitreyi aralarında evlilik veya babalık - oğulluk (usul - füru') ilişkileri olanlar birbirlerine veremezler. Meselâ bir kimse fitresini fakir olan kocasına veya babasına veya oğluna veremez. Bir kimse fitresini bir fakire verebilir. Fakat bir fitre bölünerek birkaç fakire verilemez. Müteaddit kimseler fitrelerini birleştirip tek bir fakire verebilirler.
Fitreler mükellefin bulunduğu yerin fakirlerine verilmelidir. Başka yerlere gönderilmek mekruhtur. Mümkünse en yakın akrabaya, komşu, yoksul fakir olanlara verilmelidir. Bir kimse fitresini bir fakire verebilir.  Bu yılki fıtır sadakası miktarı 19 TL olarak belirlenmiştir. 19 ve  üstü kişinin ekonomik durumuna göre belirlenebilir. 19 TL olarak  belirlenen rakamın “asgari miktar” olduğunu hatırlatırız. Sadaka-i fıtırda verilecek meblağ konusunda bir üst sınırın olmadığı ifade edilmektedir. 
Bu konuda ideal olanın, herkesin kendi hayat standartlarına göre asgari günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir meblağın vermesi tavsiye edilmiştir. Söz konusu meblağ gıda gibi ayni olarak veya para şeklinde nakdi olarak ödenebilir. Mevla Oruçlarınızı, sadaka ve fitrelerinizi kabul buyursun...