SABIR ibadettir, sabretmeden cennete girmek mümkün değildir. Bu hususu bizzat Allah’u Teala Hazretleri bizlere bildirmekte ve Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: “Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız?” (Ali imran 142)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) İslam’ı insanlara ulaştırmak ve cihana yaymak için dünyada hiç bir insanın katlanmadığı eziyetlere ve Mekkelilerin yaptıkları akıl almaz işkencelere tam 13 yıl sabretmiştir. Her konuda insanlığa zirveyi gösteren Hz. Peygamber, sabır konusunda da bizlere en büyük örnek olmuştur.
''Bütün peygamberler sabreden kimselerdi” Bunlardan biri de Hz. Eyyüp (A.S.) idi. Hz. Eyyüp seksen yıl huzurlu, mutlu, sağlıklı ve varlıklı olarak yaşadı. Ondan sonra Rabbin sabır sınavına tabi tutuldu. Bütün servetini, çocuklarını kaybetti. Ve yedi yıl hiç iyileşmeden, ayağa kalkmadan hasta yatağında yattı. Eyyüp, düştüğü bu durumdan asla şikâyetçi olmadı. Kimseye dert yanmadı, belaları hep sabırla ve şükürle karşıladı. Bundan dolayıdır ki, Hz. Eyyüp (A.S.) sabır taşı, sabır timsali bir insan olarak anılmıştır.
Atalarımız, “Sabır başarının yarısıdır. Sabrın sonu selamettir.” demek suretiyle sabrın önemini anlatmışlardır. Sabır aşılmaz dağları aşan güçlü bir silahtır. Sabreden en sonunda muradına erer. Her türlü başarıya ulaşmanın ve zafere kavuşmanın temel şartı sabretmektir. İman eden insanların kurtuluşa erebilmelerinin iki önemli silahı vardır. Bunlar sabır ve namazdır. Bu hususta Yüce Mevla bizlere şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyiniz. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.” (Bakara Suresi Ayet:153) “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz) Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.” (Bakara Suresi Ayet:45)        
“Temizlik imanın yarısıdır. El-hamdü li’llah sözü teraziyi doldurur. Sübhanallah ve’l Hamdü li’llah cümleleri de yerle gök arasını doldurur. Namaz nurdur, sadaka delildir, sabır aydınlıktır. Kur’an senin lehinde veya aleyhinde şahittir. Herkes sabahleyin işine, gücüne çıkar da iyilik peşinde koşarsa, kendini kurtarır. Fenalık peşinde koşarsa kaybeder” (Hadis-i Şerif, Rıyaz-üs Salihin)
“Herhangi bir Müslümanın başına yorgunluk, hastalık, düşünce, acı, keder ve kaygıdan diken batmasına varıncaya kadar her ne gelirse, Allah bunları o Müslümanın hatalarına keffaret kılar.” (Hadis-i Şerif)
Gözlerden akan riyasız gözyaşları insanın mutluluğunu doruklara ulaştırır. Sabreden kul Allah katında da yükselir hedefine yaklaşır. Sabır kurtuluşun anahtarıdır der Mevlana... Sabır bela geldiğinde edep ve ciddiyeti korumaktır, sabır felaket zamanında kalbin sabit kalmasıdır, sabır, aklın ve dinin gösterdiği doğru yolda nefsin aşırı istek ve arzularına gem vurmaktır; sabır, nefsi ve şehveti firenlemek hak yolda ayakları sabit kılmaktır.
Sabır insanı olgunluğa ulaştırır ve yüzyıllar sonra bile dua ve rahmetle andırır. Allah ise tüm kullarından daha sabırlıdır. Eğer o bize sabretmeseydi, şimdiye kadar yeryüzünde hiç bir canlı kalmazdı. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. Sabrın sonu da selamettir.