MİLLETÇE huzur ve mutluluk içinde yaşayabilmemizin şartlarından biri de birbirimize hoşgörülü olmaktır. Bu hoşgörü kasıtlı olarak yapılan kötülüklere göz yummak, ses çıkarmamak anlamına gelmez. Halkın huzurunu bozmanın anlamı halk düşmanlığıdır. Şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış olan Cennet vatanımızda, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde varlığımızı devam ettirebilmemiz, birlik ve beraberliğimizin korunması ile mümkündür.
Yüce Allah (c.c) Kur'an-ı Kerim'de bizi birliğe çağırarak şöyle buyuruyor: “Hepiniz birden Allah'ın ipine sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp parçalanmayın.” Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor. Müminler parçaları birbirine bağlanmış bir bina gibidirler” “Ayrımcılık yapan bizden değildir.” “İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız!.”
İslam kardeşlik dinidir. Kardeşlik duygusu Müslümanların birbirini sevmesi ile gerçekleşir ve güçlenir. Birlikten kuvvet doğar; ayrılık toplumları felakete götürür. Halka ve Cumhuriyete düşman olanların bu millete vereceği bir şey yoktur. Hepimizin asli görevi birlik ve beraberliğimizi korumak ve bölücü unsurlarla mücadele etmektir.  Tarih boyunca Türklerin gösterdiği başarılar, birlik ve beraberlik sayesinde olmuştur. Müslümanların başına gelen felaketlerin birçoğu da birliğin bozulması, Müslümanların bölünüp parçalanması yüzünden olmuştur. Peygamberimiz buyuruyor: “İnsanların en hayırlısı diğer insanlara faydalı olanıdır!” 
Dünya üzerinde varlığımızı devam ettirebilmemiz, milli birlik ve bütünlüğümüzü korumakla mümkündür. Bunun şartı da Müslümanlar arasındaki sevgi - saygı bağlarının ve kardeşlik duygularının geliştirilmesidir. Milli bütünlüğümüzü bozmaya ve bizi birbirimize düşürmeye çalışan bozgunculara karşı dikkatli olunmalı, bu gibilerin hain oyunlarına gelinmemelidir. irileri ateşle oynuyor ve korkarız ki;  bu ateş kendilerini yakacak!. Aynı duyguları paylaştığımız, aynı değerleri taşıdığımız şu Cennet vatan Anadolu'da bizi birbirimize düşürmek isteyen hainlerin oyununa gelmemek, düşmanın tuzağına düşmemek asıl olanıdır. Yıllar boyu kardeşçe yaşadığımız Alevi-Sünni, Kürt-Türk, sağcı, solcu, ilerici, gerici gibi ayrımlarla bizi parçalayıp, bölmek isteyen düşman güçlerin kol-kanat olduğu bölücülük gömleğinden kaçıp kurtulmak temel arzumuz olmalıdır. 
Dikkat buyurun, sağda ve solda tüm bölücü güçleri besleyen odaklar bellidir, bunlar Türk Milletinim düşmanı hain işbirlikçilerdir. Bunlar Müslümanların ve Türklerin düşmanlarıdır. Amaçları da bellidir, bizleri parçalamak, bölmek ve yok etmektir. Anarşi ile demokrasi bir arada barınamaz. Millet ve tarihi birlikteliğimiz nedeniyle asırlar boyu kardeşliğimiz bozulmadı da, bugün mü bozmaya başladık? Böyle bir sapkınlık olur mu?
Böylesine hain oyunlara gelmek, düşmana hizmet etmek değil midir? Bu hain oyunun İslam la, Müslümanlıkla, kardeşlikle ne alakası olabilir? Vatan ve Millet sevgisinin imandan geldiğini bilerek Müslüman arasındaki kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Müslüman olmak ve kardeş olmak, kardeşlik duygularını geliştirmeyi, insan haklarına saygıyı, kalplere yerleştirmeyi, toplumda sürekli bir huzur ve barış ortamını sağlamayı gerektirir. Milletçe karşılaştığımız güçlükleri dün olduğu gibi bugün de birlik ve beraberlik duygusu içinde aşacağız. Böyle hareket ettiğimiz sürece Allah'ın yardımı da bizimle birlikte olacaktır! 
Tarih boyunca Müslümanların başına gelen felaketlerin çoğu fitne- fesat ateşi yüzündendir. Müslümanların gösterdiği başarılar, kazandıkları parlak zaferler ise birlik ve beraberlik sayesinde elde edilmiştir. Bunun en güzel örneği Çanakkale Zaferi, Kurtuluş Savaşı ve 15 Temmuz Direnişidir. Unutmayınız ki:” Rüzgâr Ekenler Fırtına biçerler”