BAĞIMSIZ ve huzurlu bir devlet olarak yaşamak isteniyorsa başta İngiltere, ABD, Rusya, Çin, Fransa, Almanya gibi ülkeler olmak üzere emperyalist devletlere karşı her zaman tedbirli olunmalıdır. Hele Anadolu Coğrafyası gibi önemli bir coğrafyanın sahibi isen ve sahibi olmaya devam etmek istiyorsan güçlü, uyanık ve şuurlu olmak öncül görevdir.
Son zamanlarda Ruslarla beraber ortak adımlar atılmaktadır. Tarihte en fazla mücadele ettiğimiz ve çok zararlarını gördüğümüz milletlerin başında Ruslar ve Çinliler gelir. Bunlarla çok savaş yapmışız ve çokta acı hatıralarımız vardır. Rusların bir tarafı da yakın komşumuz olması ve aynı zamanda Türk yurdunun Ruslara yakın olması ve o bölgede değişik Türk boylarının Rusya’nın esareti altında uzun yıllar esir hayatı yaşamasıdır. 
Rusların elini tuttuğu Türkiye’nin mutlaka kolunda gözü her zaman olmuştur.
Türklere yaptıkları insanlık dışı katliam ve zulmü unutmak mümkün değildir. Aramızda olan savaşların nedenlerinde ve savaş sonrasında da Türklere de yaptıkları belleklerde mutlaka yerini korumalıdır. 
Yakın dönemde rejim ihraç etmek için yaptıkları gizli faaliyetler ile bu faaliyetler sırasında kaybedilen canları unutmak da akıl işi değildir.
Anadolu coğrafyası ve boğazlar diğer devletleri nasıl iştahlandırıyorsa onlardan daha fazlada Rusları iştahlandırmaktadır. Libya hamlesiyle Afrika’da da var olmak düşüncesindedir. Aynı Suriye’de yaptığı politik oyunu burada da uygulamak ve kalıcı olmak için çalışmaktadır. 
Rusya, Libya hamlesine gerekçe olarak ABD’nin 2011 yılında Ortadoğu ve Afrika’da Arap Baharı adıyla başlattığı olayların 10 yıllık bir iç savaşa sürüklediğini, aynı durumun Libya’da da yaşanmasını istemediğini söyleyerek, Libya’da savaşı durdurmak ve istikrarsızlığa son vermek için oradayız demektedir.  ABD ise Suriye’ye davet edildim bahanesiyle gelen ve orada kalıcı olan Rusya’nın aynı oyununa gelmemek için değişik yol izlemektedir. Dış İşleri Bakanımızın ABD Başkanı Trump ortak hareket düşüncesinde oluğunu açıklaması bir göstergedir
Türkiye ise etrafının çevrildiğinin fakına varıp Libya UMH lideri Farac la anlaşma yaptılar. Bu anlaşmada Doğu Akdeniz de zayıflamış elini güçlendirmiş oldu. Yaptıkları diğer anlaşmalarla Libya ordusuna eğitim desteği verilmesine başlandı. Ve SİHA ve İHA’larımızla Libya’da ki mücadeleyi Farac lehine çevrilmesi sağlandı. Türkiye Libya’da kara ve deniz üssü kurma çalışmalarının sonuna gelindi. Ve petrol çıkarma konusunda Türkiye’nin Petrol Ofisi kanalıyla destek olacağı da gün yüzüne çıkmış oldu.
Kısacası Suriye’de olduğu gibi Libya’da da Türkiye ile Rusya’nın politikası dillendirilmese de karşı karşıya gelmiştir.
Bu durumu gidermek için Rus Türk diplomatları çareler aramaktadır. Görüşmelerin ertelenmesi bu nedenledir.
ABD nin bize bu konuda destek vermesi elimizi daha güçlü yapacaktır ABD’nin de yine büyük hata yapmasını da önlemiş olacaktır.
Ama her devlete olması gerektiği gibi Rusya’ya karşı da maske ve mesafe kuralı işletilmelidir.