Karne günlerimi nedense tam ve net hatırlayamıyorum.
Belki yılın iki gününde bir-iki saatlik törenler olduğu için olabilir.
Belki de çok çalışkan öğrenci olmadığımdan kaynaklı olabilir.
Bunu tam olarak kestiremiyorum.
Hatırladığım şey ise takdir ve teşekkür alma olayını resim derslerimin zayıf düşmesinden dolayı kaçırmam.
Eve sadece karneyle gitmem sonucu, evdekilerin gözünde de başarısız öğrenci gözükmem.
Aşırı çalışkan olmamakla birlikte, ders notlarımı hesapladığımda takdir veya teşekkür alabilen seviyede bir öğrenciydim.
Ancak resim ve iş eğitimi gibi derslerde başarılı olamamam sonucu, bu derslerin notu karneme bir olarak yansıdığı için takdir veya teşekkür almaktan mahrum kalıyordum.
Dün de karne gününde miniklerin törenine katıldık ve izledik.
Şüphesiz veliler de evlatlarının karnesini baştan aşağı inceledi.
Demem o ki çocukların sadece notlarına takılı kalmak doğru değildir.
Evladınız resim dersinden kalabilir, lakin matematik konusunda çok iyi olabilir.
Önemli olan hangi engeli ne için aşamıyor onu görmektir.
Önceki gün okuduğum dergide Türkiye’nin en başarılı müzisyen ve yazarlarından olan Zülfü Livaneli’nin hayatından bir anekdot dikkatimi çekti.
Daha ilkokul sıralarındayken aşırı kitap okuyan birisiymiş Livaneli.
Hatta bundan dolayı anne-babası zaman zaman odasını kontrol eder, zorla ışığı söndürür ve uyuması gerektiği konusunda ihtarda bulunurlarmış.
Bir süre sonra bakmışlar ki Livaneli’nin odasından artık ışık sızmıyor, ses gelmiyor.
Aile durumu merak edip yine odasına dalış yaptığında, bu kez Livaneli’nin seyyar bir ampul çekip, yorganın içinde okumayı sürdürdüğünü görmüşler
O yıl Livaneli’nin getirdiği karnede ise tam 7 dersinde zayıf varmış.
Müzisyenler, yazarlar, sanatçılar böyle ortam ve evrelerden geçerek yetişiyor işte.
KAZALAR PEŞ PEŞE
Önceki gece etkili olan kar yağışı kazaları peşi sıra getirdi.
Yozgat’ta dün birden fazla maddi hasarlı ve hafif yaralı trafik kazaları meydana geldi.
Büyük felaket yaşamadık ama her an yaşamak söz konusu olabilirdi.
Yaşanan kazalarda yolların tuzlanmamasını bir kenara koyalım, sürücülerin de dikkatsizliği yok mu?
Hatta dikkatsizlikten ziyade, normal mevsim koşullarındaki gibi araç kullanma alışkanlığı.
Zemin karlı ve yağışlı olmasına rağmen, normal havadaki hız ile yola devam etmek.
Örnek verirsek 50 ile gitmemiz gerekirken yine 100 ile yola devam etme arzusu.
Hal böyle olunca küçük kaymalar, milim direksiyon çevirmeler bu tür kazaları meydana getiriyor.
Bu tür havalarda yapılan hafif fren sizi yolun sağ tarafından sağınıza yatırabiliyor.
Bu tür havalarda daha yavaş ve kontrollü araç kullanımını esas almalıyız.
Şehir içinde ise dik yokuş ve rampalar yerine bir kilometre yolumuzu uzatarak, düz ve daha kolay yollardan seyir edebiliriz.
Zira, dün şehir içinde de pek çok araç, duran araçlara çarpmak suretiyle ciddi maddi hasar meydana getirdi.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Soğuk havaları fırsat bilip kontrolsüzce avlanan kaçak avcıları.
*Yaban hayvanlarını aç bırakmayan orman görevlilerini.