RAHMETLİ Mahsuni Şerif’i çok seven ve zaman zaman dinleyen birisiyim.
Birçok türkü seslendirmiş, eline yalnız sazını almış, fikir ve inançlarını sazıyla dillendirmiş bir güzel yürekti.
Bir gün, kendisini şair veya ozan zanneden birisi, rahmetli Mahsuni Şerif’in bir şiirini çalmış.
Şiirdeki mahlas kısmına kendi mahlasını yazarak, değişik yerlerde okumaya başlamış.
O yıllar sosyal medya yok, telif yok, yasa yok…
Mahsuni Şerif ne bilsin.
Derken, kendini şair- ozan zanneden bu vatandaşı devlet kolundan tuttuğu gibi mahkemeye çıkarmış.
Mahsuni, yazdığı şiirde sistemi eleştiriyor, tenkitler yapıyor ve otoriteyi taşlıyor…
Hakim karşısına çıkan hırsız, durumun vahametini anlayınca hemen itirafta bulunmuş:
-Hakim Bey, bu şiir benim değil, bu Mahsuni Şerif’e aittir. Ben siyasi içerik taşıdığını fark edemeden okumuşum, beni bırakın.
Hakim hırsızı bırakıyor, Mahsuni Şerif’in mahkeme huzuruna getirilmesini talep ediyor.
Olanlardan habersiz Mahsuni, kolundan tutulduğu gibi mahkeme huzuruna çıkartılıyor.
Önce hakim konuşuyor:
-Mahsuni, bu adam eline sazını alarak konserlerde, gecelerde şu şiiri okumuş ve devlet büyüklerine hakaretten hakkında dava açılmış. Lakin kendisi bu şiirin sana ait olduğunu, senden çaldığını iddia ediyor, ne diyorsun?
Zavallı Mahsuni eline uzatılan kağıdı almış, şiire göz gezdirmiş ve hemen kendi şiirini tanımış.
Gözünü kağıttan kaldırarak hakime cevap vermiş:
-Evet sayın hakimim şiir benimdir, lakin şu beyitler piç beyittir!
Mahsuni’nin şiirini araklayan muhterem, şiirin bir beyitinde de kendince oynamalar yapmış.
Yazdığı eserine sahip çıkan Mahsuni, aradaki ‘piç beyitlerin’ kendisine ait olmadığını, onun dışında kalan şiirin kendisine ait olduğunu vurgulayarak, verilen cezaya razı olduğunu aktarmış.
BENZER DURUMLAR
Rahmetli Mahsuni Şerif’in yaşadığı benzer durumları zaman zaman yaşıyoruz.
Kimi zaman çekmek için kilometrelerce yol gittiğiniz, saatlerce uğraştığınız fotoğraflarınızı çalıyorlar.
Kimi zaman yazdığınız yazılardan belli bölümleri araklayanlar oluyor.
Sosyal medya çıktı, mertlik bozuldu…
En kötüsü de son zamanlarda gazetemizde yazdığım köşe yazılarının belli bölümlerini başa çekmek, belli alıntılar yapmak, belli bölümleri sansürlemek suretiyle, benim fotoğrafım ve benim ismimle bazı sosyal medya hesaplarında yazılarım(!)(?) paylaşılıyor.
Bir kez de buradan dile getirmek istiyorum.
Ben sadece bu gazetenin üçüncü sayfasında ve internet sitesinde yazdığım yazılardan mesulüm.
Onun dışında değişik mecralarda, sayfalarda, platformlarda bana aitmiş gibi paylaşılan içeriklerden sorumlu olmadığımı vurgulamak isterim.
Kimsenin politik mücadelesinin içinde değilim.
Kimsenin politik kavgalarının tarafı da değilim.
Ben, öğrencilik yıllarımdan bu tarafa yazılar yazan, 7 yıldır acizane gazetecilik yapan, sıradan bir vatandaşım.
İdeallerimden, inançlarımdan taviz vermeyeceğim gibi, kuru politik kaygılar ve kavgaların içine dalmayacak kadar da şuurluyuz.
Özetle; Ey ahali!…
İleri Gazetesi ve gazetenin internet sayfasındaki yazılar benimdir, yazdığım her yazının sonuna kadar arkasındayım.
Lakin bunlar dışındakiler bana ait değildir, iyi biline…
Haydi selametle…