İNSANLARIN dillerine doladıkları ve yıllardır söyleyegeldikleri bir söz vardır: “Parayla mutluluk (saadet) olmaz.” Oldum olası beni kızdıran; kim demiş, niye demiş; sorgulanması gereken bir söz bu. Kime göre, neye göre?.. Belli ki bu sözü ortaya çıkaranlar, yoksulların para için çabalamasından rahatsız olan varsıllar. Kısaca demek istiyorlar ki, para pul için çabalamak boşuna; önemli olan mutlu olmak. Mutlu olmak için en başta sağlıklı olmak gerektiğine göre boş verin, gerisini düşünmeyin. Paranız olup sağlıksız, mutsuz olacağınıza, varsın paranız pulunuz olmasın; ama sağlığınız, mutluluğunuz olsun.

İlk bakışta güzel bir yaklaşım gibi geliyor insana. Ayrıntılı düşünmeyince hoşunuza gidiyor; hele bir de sağlıklıysanız o an, “Doğru ya. Allah’a şükür, elim ayağım tutuyor; sağlığım yerinde. Bundan ötesi var mı?” diyorsunuz. Peki, hiç şöyle düşünüyor musunuz? Bir yanda parası olup sağlığı bozuk,  bir yanda parası olmayıp sağlığı bozuk, dolayısıyla her iki koşulda da mutsuz olanlar var. Acaba bu iki koşul altında bulunanlardan hangileri daha çok mutsuzdur?..

Varlık içinde yaşayanların sağlıklarına kavuşmak için ellerinde her türlü olanak yok mudur? En azından böyle bir şans içinde değiller midir? Ya elinde hiçbir şeyi olmayanlar; onlar ne yapsınlar, kime, nereye, nasıl başvursunlar?.. 

Kuşkusuz, sağlıklı ve mutlu olmak çok ama çok önemlidir. Bunu yadsımak olanaksız. Ama bu önemi, parayı önemsizleştirerek ortadan kaldırmaya kalkmak bir tür aldatmacadır.

Kim ne derse desin; para, insan yaşamını biçimlendiren en önemli ögelerden biridir. İnsanların yaşam boyu verdikleri geçim mücadelesinin temelinde para yatmıyor mu? Yeterli geliri olmayan biri; dengeli beslenemediği, çoluk çocuğunun gereksinimlerini karşılayamadığı, gezemediği, eğlenemediği, sosyal yaşamın gereklerini yerine getiremediği bir ortamda nasıl mutlu olabilir ki?.. Böyle birine, “Bırak parayı, sağlığın yerindeyse daha ne istiyorsun?” demek hakça mıdır? Oh ne güzel! Yeter ki sağlıklı ol. Açmışsın, açıktaymışsın, çoluk çocuğunun rızkını karşılayamıyormuşsun, sosyal haklardan yoksunmuşsun, ne önemi var? Sen gel de böyle bir anlayışa kızma.

Gönül ister ki hem varlıklı, hem de sağlıklı ve mutlu olalım. Ona bir diyeceğim yok. Benim karşı çıktığım; paranın mutluluk için yeterli olmadığını savunanların kendilerine gelince para, üzerine de sağlık ve mutluluk; garibana gelince yalnızca sağlık ve mutluluk önermeleri. Böyle bir anlayış olur mu?.. İnsan gibi yaşamak için gereken paraya sahip olamayanların sağlıklı oluşları, acaba mutlu olmaları için yeterli bir neden midir? Böyle olsaydı tüm sağlıklı yoksullar mutluluk içinde olurlardı. Bırakın bu aldatmacayı. 

İnsanlar bir yana, devletler bile varsıl olmak için büyük çabalar harcıyorlar. Bir ülke ne denli varsılsa insanlarına sunduğu olanaklar da o denli fazla oluyor. Bu açıdan bakınca yoksulluk içinde kıvranan devletleri ve yurttaşlarını mutlu olarak değerlendirebilir miyiz?..  

Jonathan Swift, “Kimse öğüt istemez, herkes para ister; demek ki para öğütten daha iyidir.” diyor. Haksız mı?  Paraya sıkışıp borç almak için çalmadık kapı bırakmayanlara bir sorun bakalım, ne diyecekler? Bu durum; bana Benjamin Franklin’in, “Paranın değerini anIamak isterseniz borç aImaya çaIışın.” sözünü anımsattı.

Şurası bir gerçek ki kişiler içinde bulundukları koşullara göre bakıyorlar paraya. Parası bol olanlar, dar gelirlilere başka mutluluk yolları öneriyor;  para karşıtı sözlerle, deyim yerindeyse onların gazını almaya çalışıyorlar. Ne yazık ki kazın ayağı öyle değil, bu tür aldatmacalar yutulmuyor artık.

Ben varsılın düşmanı değilim; ama garibanın, yoksulun, dar gelirlinin dostuyum. Ben de sınırlı bir gelire sahibim. Bu nedenle geçim derdi içinde olanları anladığımı sanıyorum. Onların da gönüllerince yaşamalarını, mutlu olmalarını istiyorum. Bunun için insanca yaşayabilecek bir gelire sahip olmalarını diliyorum. Dolayısıyla parayı kötü bir nesne gibi gösterenlerce aldatılmalarını kaldıramıyorum.

Bu arada şunu da belirteyim. Para kazanmak güzeldir güzel olmasına; ama önemli olan; alın teriyle, helal yoldan, insanca yaşayabilecek bir düzeyde, başkalarının emeğini sömürmeden para kazanmaktır. Daha çok para kazanmak, paraya para katmaktan başka bir şey düşünmemek değil benim savunduğum. Para; insanı köleleştirdiği, onurunu ayaklar altına aldığı zaman hiçbir anlam ve değer taşımaz. Ne var ki insanca yaşamak için de vazgeçilmezdir. Benim paraya bakış açım budur.

Size derlerse ki, “Parayla mutluluk olmaz.  Para el kiridir. Kefenin cebi yoktur.” Siz de onlara deyin ki, “Evet, kefenin cebi yoktur; ama pek çok giysinin cebi vardır.”