PİYASALAR dolar mı vurdu, yoksa vurguncular mı? Anlamakta zorlanıyoruz. Bize rahatlık battı, eski günleri özledik galiba ? İMF’ kapısına dayanalım, üç kuruşa muhtaç hale gelelim, maaşlar ödenmesin, insanlar sokağa dökülsün!... Birilerileri sanırım böyle istiyor. İçimizde hainler mi türedi, yoksa bu da mı FETO haininin bir oyunu?
Kazım Karabekir’in torunu imiş; FETO’yu burada da konuşmayın :”kanıma dokunuyor!” demiş: Merak ettik kanını nerden almış ? FETO haini bu millete ihanet etti; Bunu bilmeyen, görmeyen görmek istemeyen varsa,biz de sahiden onların kanından şüphe ederiz:”Biz de bilemedik, aldandık diyen varsa onların ellerinden öperiz” Ama halen FETO’yu savunanlar varsa; kafasında, zekasında, iyi niyetinde bir sorun vardır diye düşünürüz. 
Neyse konuyu dağıtmayalım: Marketlerden sonra şimdi de manavlarda, semt pazarlarında piyasalar uçmaya başladı. Fiyatların arkasından yetişmenin imkanı yok. Bir çok sebze ve meyveye boykot etmeye başladık. İnsanlarımız tepkilerini yüksek sesle dile getiriyor. Fiyatlar çoğu üründe yüzde yüz, yüzde iki yüz hatta yüzde üçyüz artmış durumda. Bu kimden nereden nasıl kaynaklandı akıl sır erdiremiyoruz. Bir vurgun var ama bu vurgunu kimler devam ettiriyor çözebilmiş değiliz!
Sayın Cumhurbaşkanımız son günlerde bu konuyu yüksek sesle dile getiriyor. Haklı bir tepki ama, devlet adamlarımızı yakınma da değil, tedbir almada önde görmek isteriz. Çünkü halk olarak bu vurguncuların, karaborsacıların ve faizcilerin hakkından gelemeyiz. Almıyoruz, yemiyoruz demekle pahalılığı önlemek mümkün değildir. Devlet baba arzu ettiği takdirde bu faizcilere dur diyebilir. Alınacak bir çok tedbir vardır. Geciktirilmeden bu tedbirler uygulamaya konulmalıdır.
Bu faizci zamcıların bir kaç amacı olmalı: Seçimleri etkilemek, ülkeyi bir yerlere peşkeş çekmek, Başkanlık sistemini sekteye uğratmak, Cumhur İttifakının dağılmasını sağlamak gibi.. FETO da doğru durmuyor, PKK yandaşları da boş durmuyorlar ve tüm şer odakları ülkemize tuzak üstüne tuzak kurmaya devam ediyorlar. Bunca ihaneti görmeyen zavallıların yanı sıra bir de ülkeye oynanan oyunlardan haberi olmayıp gafil yaşayan zavallılarımız var. Bu da ülkemize tuzak olarak kurulan oyunun bir parçası: Ülkede yokluk, sıkıntı, pahalılık çıkarılıp fitne fesat ağlarını örmeye çalışmak!. Uyanın artık deriz!...
Onun için diyoruz ki: Bu pahalılık oyunu mutlaka durdurulmalı. Faizcilerin, karaborsacıların, vurguncuların önüne geçip onları durdurmazsanız onlar sizi durduracak!.. Maliye Bakanlığı görevlileri, valilerimiz, kaymakamlarımız ve belediye zabıta birimleri ne güne duruyor. Bu konu araştırılsın, soruşturulsun vurguncular durdurulsun!.. Sorun mu var; acilen ithal ürenlerle tedbir alınsın. Daha sonra da iç piyasalar canlandırılsın. Üreticiler desteklensin, Pazar’a direk üreticilerden ulaştırılıp aracılar kaldırılsın. Stokçular varsa, karaborsacılar varsa, vurguncular varsa bunların da gözünün yaşına bakılmadan cezalandırılsın deriz.
Bu konuda yeterli adım atılmadığını görüyor üzülüyoruz. Halk perişan ve fiyat yüksekliğinden rahatsız. Fakir, fukara perim perişan! Çocuklarına sebze meyve alamayan bir çok aile var, bu bir tür zalimliktir. Bu zulme rıza gösterilemez! Devlet Babayı göreve davet etmek de bizlere düşüyor. Yaz- bahar ayları geliyor Bağ bahçe Ekim’i dönemi başlıyor. Yılda iki , üç ürün alınabilecek bölgelerimiz var devlet desteği ile bu açığı hızla kapatabiliriz elbette... Sözün özü:  bu pahalılığa acilen çözüm getirilmeli, seçimler beklenmemeli, piyasalar mutlaka rahatlatılmalıdır. Denetimler de hiç kesmeden devam edilmelidir..