İNSANLAR yaratılmışların içinde akıl ve mantık yetisi verilmiş olmasına rağmen bunları kullanmak yerine kolaycılığa kaçarlar. Kolaycılığa kaçanlar akıl ve muhakeme gibi eşsiz özelliklerine rağmen, inanç eksikliği, ahlak zayıflığı, kültürel bilinçsizlik sonucu yalan, iftira, öfke, kin, tahrik, teşvik, kıskanma duyguların esiri olabilirler.

Kendini idare etmekte zaman zaman acze düşen insan öyle anlar olur ki tüm evrenin yaratıcısı büyük gücü bile aldatma yoluna gidebilirler. Ürettikleri bahanelere kendileri de çabuk inandığı için, kendimi korudum, hakkımı aradım, suçluydu cezalandırdım vs. gibi bahanelerle diğer yalan, haksızlık, canlılara akıl almaz vahşet sergileyebilirler.

İnsanların bu durumda olmaları bulunduğu toplumun eğitim seviyesini gösterir. Cahil olan insan uhrevi ve dünyevi değerlerden habersiz insandır. Cahil insan ne yaptığını, ne yapacağını, neden yapacağını, nasıl biri olduğunu bilmeyen, bilmediğinin de farkında olmayandır.

Yapılarının içinde bu ulvi ve vahşi duygularla beraber kabulleri de barındıran insanın kendine de topluma da yararlı olabilmesi için eğitilmesi birey ve toplum kurallarını tanıma, kabullenme ve uygulama bilincine eriştirilmesi gerekir.

Toplum da ilgi çeken, yönlendirme işlevlide olan kurumlardan biri hatta önemlilerinden biri de siyaset kurumudur. Siyaset kurumu içinde önemli roller alan siyasetçilerin de sivil ve resmi üst düzey görevlilerinin de olumlu, olumsuz örnekler teşkil etme durumu vardır. Olumlu örnek oldukları yerlerde halkın etkili çoğunluğu bu çizgide yerini alır. Anlaşma, yakınlaşma, sabır, beraber bir şeyler yapma kültürü ortaya konduğunda yakınlaşmalar hızlanır. Uzlaşmacı, anlayışlı, dürüst, fedakâr, öngörülü görüntü önemli oranda takip edilmeyi de beraberinde getirir.

Siyasiler kavga ettiklerinde halk arasında soğukluk, ayrışma oranı fazlalaşır.  

Sosyal, siyasal ve kültürel ayrışmaya yol açmak iyi niyetli, devlet ve milletini tanıyan bir öndere yakışmaz. Siyasilerle beraber üst düzey görevlerde ki insanların da yaptıkları halkın belleğinde yer eder. Halk bunları örnek alır.

Bu tip örnekler cehalet perdesini yırtamamışları yanlışlığın sınırsız noktasına doğru iteler. 

O nedenle başta iktidar ve muhalefet ile üst düzey resmi ve sivil yöneticiler davranışlarını, eylemlerini, söylemlerinin birileri tarafından dinlendiği, takip edildiği, idol alındığı gerçeğini unutmamalıdırlar.

Kısaca bu işlere dikkat edeceklerin başında iktidar varsa onun kadar sorumlu muhalefet olmalıdır. İktidar da muhalefet te bu sorumluluğun farkında olmalıdır.

Romalı Ünlü düşünür Lucius Annaeus Seneca “Toprak ne kadar zengin olursa olsun ekilmedikçe mahsul vermez. Kafalarda da öyle; ekilmeyen kafalarda fikir üremez” der.

Eğitim kalitesi ve bilinç seviyesi yüksek olanlar Büyük Yunus’un asırla önce söylediği gerçeğin farkında olanlardır. “Söz ola kese savaşı/ Söz ola bitire işi/ Söz ola ağılı aşı/ Bal ile yağ eder bir söz

Eğitim yoluyla insanların iyi yönlerini kullanır hale getirmek önemlidir. Yunus Emre’miz asırla önce söylemiş..

Muhabettle…