COVİT-19 belasından tek etkilenmeyen esnaf kesimi kahvehane işletmecileri(!) sanırım. Veya onca meslek erbabı içerisinde hiç akla gelmeyen esnaf kesimi olarak da değerlendirebiliriz.  
Yozgat'ta sosyal medya hesaplarından seslerini duyurmaya çalışan kayvehane işletmeleri, Yozgat'ta Covit-19 salgınının zirve yapmasına da göndermede bulunarak, ''Demekki suç kahvehanelerde değilmiş, biz de müşteri almak istiyoruz, biz de evimize ekmek götürmek zorundayız'' diye feryat ediyor. Yozgat Milletvekilleri Bekir Bozdağ, Yusuf Başer, İbrahim Ethem Sedef ve Ali Keven'den kendilerine sahip çıkmalarını, seslerini duyurmalarını istiyor. 
Yozgat'ta bulunan kahvehane işletmelerinin sahipleri, çalışanları 6 aydır kendilerine gelip, bir yetkilinin/ilgilinin ''Ne yapıyorsunuz?'' deme ihtiyacı duymadığından da bahisle, soruna çözüm bulunmasını istiyor, artık evlerine ekmek götürebilecek hem kaynaklarının hem de ekmek aldıkları fırıncılar, bakkaların nezdinde itibarlarının tükenmeye başladığının altını çiziyorlar.
Kahvehaneler açıldı. Ancak, oyun oynanmasına izin verilmedi. Çay satarak, merşubat satarak günlük giderleri karşılamanın bile mümkün olmadığı gerçeğini, işimiz olmasa da hepimiz çok iyi biliyoruz. Büromuzun bulunduğu Sinema Sokak'ta kahvehaneler var. Hepsi boş. Sandalyeler masaların üzerine kapatılmış. Çay ocağında yapılan çay, kahvehane önündeki üç-beş müşteriye sunuluyor. Çaydanlıktaki çayın büyük bölümünü ise kendileri içip, kalanını da çöpe boşaltıyor.
Derim ki; Gelin bu gariplerin, sahipsizlerin de sahibi olun. Hiç birisi sadaka istemiyor. Soruna bir çözüm getirilmesini bekliyor...