Çilek tadında muz olur mu? Ya çay tadında kahve? 
Buz su gibi akar mı? Ya bulutlardan ateş yağar mı? 
Fakir zengin, zengin fakir bir ömür yaşar mı? 
İnsanın hayatına gök gürültüsü huzur, dostları huzursuzluk katar mı? 
İnsana sevdiği mutsuzluk, nefret ettiği neşe verebilir mi? 
Söyle, insanın uğuru olduğuna inandığı kişi uğursuzluğu olur mu? 
Avazı çıktığı gibi bağırabilir mi bir dilsiz? 
Bataklık masmavi bir okyanusun gördüğü ilgiyi görür mü? 
Farklı yönlere doğru koşan iki kişinin yolları birbiriyle çakışır mı? 
Siyaha saf, beyaza karanlık demeye insanın dili varır mı? 
Hasretini çektiğin kişiyi görmeden özlem giderilir mi? 
Ya bir gün yirmi dört saatin ötesine geçebilir mi? 
Yukarıdaki soruların cevaplarını ikimiz de biliyoruz bilmesine de, 
Benim aynı cevabı vereceğimizden emin olmadığım bir soru var;
İNSAN KENDİSİ İÇİN KAHROLANA,
DÜŞMAN OLUR MU?