Kızıl saçlarına vurgunsam, gelip dizlerinin dibine oturmuşsam, içimde ne varsa anlatmış, aşkından sarhoş olmuşsam ve ben kızıl günlerine hasret kalmışsam, gönlümden seni atamamış, kalbimde yok sayamamış sonunda da sen olmuşsam, bir sana yanmışsam, küllerime üflemek mi düşer nefesine?
        Çekik karanlık gözlerine bağlanmışsam, yüzünün aşk coğrafyasında kaybolmuş, ellerinin sıcaklığında dağılmışsam ve seni yarınlarım saymışsam sonra biran bile içimden atamamışsam, ben beni sadece sen saymışsam, atıp sokaklara aşkı mı gitmek mi düşer payına?
        Ağlamışsam, kaçmamış yanında kalmışsam, kızıl saçlarında katlime fermanım, kara gözlerinde ömrüm sallanmışsa ve sen yok saymışsan kalbimi ve inadına ben direnmiş sevmişsem, senden biran bile vazgeçmemişsem, atıp bir kenara yok saymak mı düşer sana?
    Sen hiç ölümünü isteyen bir şair gördün mü? Sen hiç senden sonra yazmak istemeyen bir kalem gördün mü? Ve sen hiç, sen yoksun diye mektuplarda sararan bir kâğıt gördün mü? Hiç sanmam, görseydin eğer direnişlerimi, çırpınışlarımı ve görseydi o taş kalbin sensiz kalan halimi, böyle pişkin, böyle umarsız koymazdı bir başıma kalbimi…
    Şimdi git kızıl saçlarınla, şimdi git kara yarınlarınla, kara gözlerinle ve şimdi git benim şu kısacık dünyada büyük ahımla…
Kira Zamanı Geldi
    Mecbur değildin bana… Kâfiydi selamların yüreğime laf anlamaz gecelerde. Kâfiydi sana bir gecelik bakışların ve kiralık anlarından çekip çıkarttıkların yetmeliydi bana, biliyordum… Bilmeyen, söz geçmeyen, laf anlamayan yüreğimdir, özür dilerim…
    Belalı bir aşkın bıçağında bölünüyorum, yüreğimin her bir santiminde, milyon kere ölüyorum. Gece aymaz bir sancıyı içine hapsediyor.
Gece hayâsız ve bu gece çok duldasız kiralık yârim. Kendimi saklayacağım, iniltisiz bir köşe, sorgusuz bir sokak yok.
    Caddeleri köpekler basmış, uğultular ruhumu kemiriyor. Susmayan havlamalar esintisinde, karanlık içimi yakıyor ve ben kaçacak bir yol bulamıyorum…
    Bağırmak istiyorum, bütün şehri uyandırmak. Çılgınlar gibi koşmak, bütün yolları bitirmek ve sana, yalnız sana bir kez daha bürünmek istiyorum.
    Sensiz olmayacak bunu iyice öğreniyorum ve senle de…
    Acılara alışmam gerekiyor.
    Tekliğe, susmaya, bilinip de bilinmezlikten gelinmeğe, dayanılmaz acılara ve sensiz yaşamaya katlamam sonrada hiçbir sual etmemem icap ediyor…
    Gel de eğil, bükül, gel de sen sus!
    Bu çaresiz halime kiralık yârim?
    Buz tutan yüreğimden son bir kez daha yalvarıyorum; ne olur yaslan yüreğime, ne olur son bir kez daha ısıt en güzel yerinden. Bas bağrına eriyip akayım gözlerimden ve sonra sonsuza kadar ağlayayım bu aşkın sensiz yerinden…
    Kira zamanı geldi, yüreğini, bütün bedenini haczetmeye utanıyorum.
    Sen gel ve bu hesabı kapat kiralık yârim. Bekleyecek, tahammül edecek gücüm kalmadı…