Erdoğan ÇALIŞKAN /KIRŞEHİR
( Neşet Ertaş anısına)
Bağlama besteye uyum vermezse
Kusuru bir yerde görün o zaman
Gönülden gönüle çalıp demezse
Abdal kapısına varın o zaman
Abdallık gelenek önder Pir Sultan
Öze devam geldi Aşık Sayit’tan
Dinletti Muharrem oldu bozlaktan
Mirası Neşet’ten sorun o zaman
Çalıp söyledikçe dünya dinledi
Kader bir gün olsun yüze gülmedi
Derdi kendindeydi kimse bilmedi
Anlatsın Leyla’sı durun o zaman
Garibe sevdadan güneş doğmamış
Yorulmuş parmaklar tele değmemiş
Çare bulmuş doktor sebep bilmemiş
Hastayı sevdayla sarın o zaman
Bozkır tezenesi, gönüller sesi
Kalem tutmaz şair, bülbül kafesi
Sekizli, on birli türkü hecesi
Ölçüyle tellere vurun o zaman
Türkü yöresinde zevkle dinlenir
Kırşehir havası yurtta söylenir
Bu dünya durdukça Neşet namlanır
Makus talihimizi kırın o zaman
Bir gönül kuşuydu ayrıldı erken
Yetimdir türküler veds ederken
Çalmaz oldu sazlar kabre girerken
Ayrılık acıdır korun o zaman
ERDOGAN bu yolda ufak bir ırmak
Dünyası Neşed’in sırrına ermek
O sesin, sözün kadrini vermek
Rüyasını hayra yorun o zaman
Erdoğan ÇALIŞKAN/ KIRŞEHİR
DÜNYADA
(Mehmet Uçar anısına)
Bir candan dostumu daha kaybettim
Yaşamına doymadığım dünyada
Çektiğim acıya nasıl sabrettim
Gözyaşımı saymadığım dünyada
Arkadaş kardeşten üstün olursa
Gönülden gönüle sevgi akarsa
Kem gözlere şimşek olur çakarsa
Güler yüzün, gülmediğim dünyada
Azrail torpili kabul ederse
Dileğim çok yaşamak razı gelirse
Bir de yar isterim eğer verirse
Sevdiğimi sarmadığım dünyada
Kimler geçmiş nesilleri kurumuş
Yazmış kitabesin taşı çürümüş
Lokman hekim, neye ilaç bulurmuş
Sırlarına varmadığım dünyada
Faydasız Karun’un çil altınları
Duymaz mı Midas’ın o kulakları
Şirin kim ki, Ferhat delmiş dağları
Boşunaymış kalmadığım dünyada
Uğruna aşkıyla ölür kimisi
Paylaşmış Habil ile Kabil gibisi
Batırmış kör şeytan Nuh’un gemisi
Dengesini bulmadığım dünyada
Erdoğan; bakidir bu koca âlem
Gelip geçiciyiz yazmaz mı kalem
Cenneti isterim olmasın çilem
Ümidimi bağladığım dünyada
Erdoğan ÇALIŞKAN / KIRŞEHİR