NEDİR, ne değildirlerin soru işaretleri netleşiyor. Yapımına başlandı, yapım aşamasında, çıktı, çıkacak derken, aşı  kısa zaman içinde  yurdumuzda uygulanmaya başlayacak.

Henüz üretilmeye  başlandığı aşamalarda bile ufak tefek tartışmalara neden olan aşı, şimdilerde  yorumların hedefi haline geldi. Elbette her konuda olduğu gibi bu konuda da fikir ayrılıkları olacağını düşünüyordum  ki, tam da beklediğim ortamı yaşıyoruz. 

Aklımıza ilk gelen sorularla başlayalım bu hafta...

Aşı ihtiyacı neden doğmuştur?

Vücudumuzda hastalık oluşturabilecek her türlü tehditte bağışıklık sistemi bu duruma karşı koyar. Aynı cevap  enfeksiyon hastalıkları için de geçerlidir. Henüz hastalık yapacak mikroorganizma vücuda girmeden,  yani  hastalık oluşmadan vücudu bu savaşı kazanacak hale getirmek (hastalık yapan  mikroorganizmaya karşı antikor  oluşturulması) aşı yapılmasının  çıkış noktasıdır.

Aşı tarihte ve ülkemizde nasıl ortaya çıktı?

Ülkemizde aşı üretimi için çalışmalar ilk 1700’lü yıllarda  Osmanlı İmparatorluğu döneminde başlamıştır.

1885`te dünyada ilk defa çiçek aşısı uygulaması için Osmanlı`da kanun çıkartılmıştır.

1887’de kuduz, 1896’da difteri, 1897’de sığır vebası, 1903’de kızıl, 1911’de tifo, 1913’te kolera, dizanteri  aşıları Türkiye’de ilk kez hazırlandı ve uygulandı. 1927`de verem aşısı üretimi başladı. Daha sonra bu aşı çalışmaları devam etmiş ve bir çok hastalık etkenine karşı üretimler devam etmiş ve halk tarafından  kabul görmüştür. Bunun da meyvesi  zamanla alınmış; hastalıkların yok olması ile 1971’de tifüs, 1980’de çiçek aşısı üretimi sonlanmıştır.

Aşı ne demektir?

Aşı, enjekte edilmesiyle birlikte  vücudun doğal savunması olan bağışıklık sistemini güçlendiren çözeltilerdir. Belirli enfeksiyonlara karşı direnç oluşturmak için vücuda verilirler. İçeriğinde, zayıflatılmış hastalık virüsü, hastalığa neden olan  etkeninin parçaları ya da  salgıları bulunur. Tüm hastalık etkenleri için hastalık yapma özelliği azaltılmış mikroorganizma olamayacağından, patojenin dış kılıfı veya bazı parçaları ya da mikroorganizma tarafından üretilen bazı maddeler, aşı yapımında kullanılabilir.

Ağız veya burundan  püskürtülerek yapılan birkaç tanesi hariç  çoğu  enjeksiyon yöntemiyle  uygulanır.

Ya korona aşısı  yapılmazsa?

Aşı sağlık içindir, salgınlar için hem çok önemli hem de faydalı bir önlemdir. Pandemide toplumca hareket etmenin önemini vaka sayılarındaki dalgalanmalarla 7’den 70’e hepimiz bizzat gördük. Bu hastalığa toplum  olarak bağışıklık kazanmamız gerekir. Yıllarca bu hastalığın insanlarda bulunması, sürekli bulaş ve mutasyon ihtimali olmasından dolayı tehdit olmaya devam edecektir.  Bu salgına toplumca dur demezsek hala birilerimizi doğrudan veya dolaylı olarak yok etmeye devam edecektir.

 Yan etkisi var mı?

En masum olduğu bilinen ilaçların, kimyasalların, gıdaların  ve hatta tabiatta var olan birçok ürünün (fındık, fıstık, mantar, bal arısı, polen, ev tozları vb.) bile  anaflaksi dediğimiz ölümcül yan etkileri olabilmektedir. Aşı çalışmalarında, sürekli duyduğumuz faz çalışmaları ile belirli bir güvenlik aşamasına geçilmesi planlanır ve bu aşamayı  geçen aşılar  uygulanmaya alınır. İlla ki birilerinde küçük de olsa, ihtimal düşük de olsa yan etkiler oluşabilir ancak  pire için yorgan yakmaya gerek yok. Hem kendi sağlığımız hem de toplum sağlığı için aşı umudumuz olacak. 

 Sağlıklı ve mutlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle…

Aşının umut olduğu bugünlerde gündem konularıyla haftaya görüşmek üzere hoşçakalın, sağlıkla kalın…