YOZGAT'ı iki dağın arasına hapsettik. Madem buradan çıkışın yolunu aramayıp, kendimiz için ördüğümüz 'Mapus Duvarlarını' yıkmak gibi bir niyetimiz yok. En azından sıkıştığımız bu alanı yaşanabilir yapıp, geleceğe miras bırakmalıyız...
Şehrin yabancısı gibi, şehir merkezinde turladığımızda gördüğümüz manzara, hiç iç açıcı değil. Deprem riski bakımından Türkiye'nin en güvenli yerleşim yerlerinden birisi olan Yozgat şehir merkezi 'deprem' sonrasını andıran bir görüntü içeriyor...
Yaya kaldırımlara çıkmış araçlar. Zamanında alınmadığı için konteynırdan taşıp, sokaklara saçılan çöpler. Her gün gelip geçtiğiniz yoldan bir kez daha geçmeye kalkıştığınızda, çalışanın olmadığı açılmış çukurlar. Bir de buna yıkılan binaların enkazları eklenince görüntü 'deprem bölgesi' fotoğrafını yansıtıyor. Yeri gelmişken hatırlayatım istedim. O kadar...
Asıl konumuz Yozgat şehir merkezinde yıkılan binaların ardından ortaya çıkan manzaradan ziyade, yapılacak çalışmalar. Yozgat Belediyesi eski Hizmet Binası yıkıldı. Ardından Yozgat Valiliği eski ek Hizmet binasının yıkımı yapılacak. Burada günü kurtarmaya yönelik bir çalışma yapmak yerine, Yozgat'ın geleceğini ilgilendiren, önünü açabilecek bir proje hazırlanarak, uygulamaya konulması daha doğru olur, düşüncesindeyim...
Yapılacak kavşak ve yol düzenlemesi ile trafik akışını rahatlatmak mümkün olabilir. Yıkılan hizmet binalarının bulunduğu alanlarda yapılacak bir kavşak ile Saat Kulesi bölgesindeki 'U dönüşler' engellenip, yapılacak yeni kavşağa verilebilir. Aynı şekilde eski Hükümet Konağı ek binasının bulunduğu kesimde yol genişletilebilir. Eğer, her yıkılan binanın ardından aynı alan taşılarak kullanılırsa, sorun büyür, çözülmez...