Binalar, şehirlerin yerleşim birimlerinin aynasıdır. Estetiği verenler mimarlardır, yapıyı dikenlerde inşaat mühendisleridir. “ bir vur bin ah işit…” diye bir tekerleme vardır. Türkiye’de mimarların ve mühendislerin durumu tekerlemeyle bire bir örtüşmektedir. Zaten sınırlı olan oda yetkilerinin kısıtlanması veya tamamen yok edilmesi, yeni yapılaşmalardaki arabesk görüntüyü daha da çoğaltacaktır. Sanatta yetki kısıtlaması emeğe vurulan en büyük darbedir. Mimarda, mühendiste sanatın üstatlarıdır, mihenk taşlarıdır. Sanata siyaset karışırsa veya insanlar düşüncelerinden dolayı dışlanırsa bu hesap, hesap değildir. Bu hesap, “benden olmayan yaşamasın…” zihniyetidir. Bu düşüncede çıkmaz sokaktır. Aslında bu odaların arkasında durması gereken Şehircilik Bakanlığıdır. Yani Sayın Erdoğan Bayraktardır. Tırpanlanmış yetkilerle bu odaların işlevlerini yerine getirmeleri mümkün olmaz, olamaz… işi ehline bırakmazsanız, eser beklemek, hayalden öteye geçemez.