Yıllardır hükümetlere yöneltilen eleştirilerin başında gelir dışa bağımlı olmak. Son yıllarda hükümetin Savunma Sanayi Müsteşarlığı öncülüğünde başlattığı bir atak var. O da Türk Silahlı Kuvvetlerinin askeri alanda dışa bağımlılığını azaltmak. Bu yönde ASELSAN, TUBİTAK gibi ülkenin hatırı sayılır kuruluşları çaba gösteriyor ve şükürler olsun ki ciddi mesafeler kat ediliyor.
Özellikle ATAK helikopteri, Altay tankı, milli piyade tüfeği, insansız hava aracı, milli gemi gibi projelerin hayata geçmesi hem cari açığın azalmasına, hem satın alan değil pazarlayan, tüketen değil üreten ülke konumuna yükselmemize hem de sanayinin gelişmesine çok büyük faydalar sağlıyor. Tabi ki daha birçok fayda var ama hepsini bu köşeye sığdırmamız mümkün değil.
Milli savunma sanayiinin bu denli bir atılım yapması yüzümüzü güldürse de hala diğer devletlerden birçok alanda geri de olduğumuz da yadsınamaz.  O yüzden hem hükümete, hem iş adamlarımıza, hem de Türk mühendislerine çok büyük işler düşüyor. Milliyetçilik ise mesele en büyük milliyetçilik budur! Ülkenin dışa bağımlı olmasını önlemek, düşmanına muhtaç olmaktan kurtarmaktır ülkeni.
Önceden yurtdışından ithal ettiğimiz savaş uçaklarının yazılımı Amerikan yazılımıydı. Paramızla satın almamıza rağmen dost düşman ayrımını bile biz belirleyemiyorduk. Olası bir ABD-Türkiye savaşında bir tane savaş uçağını kaldıramayacaktık. Türk mühendisleri bu yolda çok emek sarf ettiler ve milli yazılımı üretmeyi başardılar. Daha önce bu çalışmaları yapan mühendislerin intihar süsü verilerek öldürüldükleri aşikar.
Halk arasında bir söz vardır ya muhanete muhtaç olmak diye. Artık birçok alanda muhanete muhtaç değiliz. Bu atılım devam etmeli ve daha çok üreten, daha çok satan, daha güçlü bir ülke olmak yolunda çalışmaları devam ettirmeliyiz.
Naçizane fikrimi de belirteyim. Daha önce savunma sanayiinin bir kolunun Yozgat’ımıza kazandırılması gündeme gelmişti. Umuyorum ki savunma sanayi çok daha büyür Yozgat’ımız da bu büyümeden nasibini alır vesselam.Milli Savunma Sanayii