TÜRKİYE’de siyaset gündemi oldukça hareketli ve siyasetçiler temposu yüksek günler yaşıyor.
Yeni parti kurma çabasında olanlar, farklı politik hamlelere girenler ve yeni siyasi senaryo çizenler var.
Geçtiğimiz haftalarda Ali Babacan’ın Yozgat’ta katıldığı cenaze törenin ardından, yeni oluşum ile ilgili yazı yazmıştım.
Cenazeye katılanların eski dostluklardan ziyade, ekip ruhuyla da hareket ettiklerini belirtmiştim.
Aradan geçen haftalar sonucunda yeni parti kurma çalışmaları açık açık dillendirildi, Babacan partisinden istifa etti.
Yozgat’ta AK Parti’yi artık açık açık sorgulayan partililer var.
Seçmen bazında ilk sorgulama 24 Haziran seçimlerinde yaşandı.
Daha önce kalbi AK Parti’den yana olan bir kısım seçmen, milletvekilliğinde tercihini MHP’den yana kullandı.
Abartmıyorum; CHP, yani Ali Keven’den yana kullananlara dahi şahitlik ettim.
Cumhurbaşkanlığında ise Reis Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklediler.
Lakin tabanın sesini duymayan AK Parti, aynı politika ve çizgisini yerel seçimlerde de sürdürmeye devam etti.
Bu kez partide resmi görevi olan, geçmişte partide görev üstlenen bazı AK Partililer dahi, partilerinin karşısında durdular.
Hem de açık açık partilerinin adayını değil, bağımsız bir adayı desteklemeyi tercih ettiler.
Şimdilerde ise yine partide görev almış, partide bazı makamlara talip olmuş isimler açık açık partiyi eleştiriyor, yeni oluşumla ilgili konuşuyor, sert bir dille partisine yükleniyor.
AK Parti bu sesleri susturmayı başarır, yeniden birlik ve beraberliğini muhafaza edebilirse, bu meseleyi de atlatacaktır.
Yoksa AK Parti, Yozgat gibi Anadolu vilayetlerinde dahi kan kaybetmeye başlar ve derin yara alabilir.
MHP ANALİZLERİ
Bu süreçte MHP ile ilgili yapılan bazı analiz ve yorumları şaşkınlıkla dinliyorum.
Bazı isimler, bundan sonraki süreçte MHP’nin misyonunu doldurduğunu ve siyaset sahnesinde rolünün bittiğini söylüyorlar.
Demek ki yıllardır MHP’yi doğru izleyip, analiz edememişler.
Neden?
MHP’nin misyonunu ve siyaset sahnesindeki rolünü bilmiyorlar da ondan.
Bir kere MHP bir dava ve kitle partisidir.
MHP, sadece parti genel merkezindeki yönetici kadrosunun partisi değildir.
Bucaklardan köylere, ilçelerden illere mensupları vardır.
MHP’nin misyonunu da onlar tayin ederler.
MHP’yi 12 Eylül öncesi bitirenler oldu…
MHP’yi 12 Eylül sonrası bitirenler oldu…
MHP’yi SSCB dağılınca bitirenler oldu…
Lakin MHP hep var oldu, Türkiye’nin kaderinde hep söz sahibi oldu.
Partinin politik yanlışları, halktan kopukluğu, teşkilatların durumu elbette tartışılır, konuşulur.
Ama tüm bunlara rağmen, MHP, Türkiye var oldukça var olacak bir inanç ve ülkü topluluğudur.
SAADET’İ HAFİFE ALANLAR
Milli Görüş’ün partisi Saadet Partisini de hafife alanları görüyorum.
Fatih Erbakan’ın partisinin, Saadet’e alternatif olduğunu söyleyenlere de katılmıyorum.
Gerçek Milli Görüşçüler, tıpkı ülkücüler gibi ‘baba ocağı’ partilerini terk etmezler.
Türkiye’de Aydın Menderes, Ahmet Özal, Tuğrul Türkeş gibi lider evlatlarının siyasi denemeleri ortadadır.
Saadet Partisi yüzde 2 alır siyaset sahnesinde kalır, diğerleri tutunamayabilir.
Diğer partilerle ilgili analiz ve düşüncelerimi de farklı bir günde dile getiririm.
Haydi selametle…