GÜNÜMÜZÜN en önemli sorunlarından birisi işsizlik. Gençlerimizin büyük bir oranı üniversiteyi bitirmiş ama bir işe girememiş, iş arayan gençlerden oluşuyor. Yani en önemli sorun işsizlik! İşsizlik sorunu aileleri ve gençleri büyük bir bunalıma sevk ediyor. Belki de toplumda yaşanılan bunalım ve huzursuzluk oranının büyük bir bölümünü işsizlik sorunu teşkil ediyor. Aile içi çekilmeler, kavgalar, geçimsizlikler, boşanmalar ve bunalımlar artıyor. Bunun altında işsizlik nedeni var mıdır, yok mudur araştırdık mı? Liseyi bitirdiğim ve iş aradığın günleri hatırlıyorum benim için kabus dolu yıllardı! Bu huzursuzluğu kendi çocuklarımla da yaşadım. 
Geçtiğimiz hafta İŞKUR tarafından düzenlenen geçici bin kişilik işçi alımı için 10 bin 750 kişi kuraya katılmış. Aslında bu sayının içinde üniversite mezunu gençler yok denilecek kadar az. Çünkü bu alım işsizliğe çözüm değil belirli kurumlara geçici olarak alınan temizlik işçisi alımları. Bu oran işsizliğin çığ gibi büyüdüğünü ve gençlerin çaresizlik içinde  olduklarının göstergesidir. Amacımız birilerini ve kurumlarımızı suçlamak  ve yargılamak değil  işsizliğe çözüm konusudur?
 İşsizlik konusu enine boyuna masaya yatırılıp tartışılması gereken önemli bir konudur deriz. Biz bu konuda iki noktaya dikkat çekmek istedik. Birinci konu mesleki okulların yaygınlaştırılması...İlköğretimden sonra çocuklar mesleki okullara yönlendirilmeli. Hem eğitim verilmeli, hem de iş alanlarında uygulamalı olarak çalıştırılmalıdır. Örneğin Sabahları okula gidip öğle sonu uygulamaya- iş alanlarına kaydırılabilir. Ya da üç- beş gün eğitim diğer günler uygulamalı iş alanlarında istihdam edilebilirler. Böylelikle gençler hayata hazırlanmış, bir meslek sahibi olmuş olurlar. Üç beş yıl çalışan genç kendine güven kazanır ve hayata hazırlanır. Bu noktada gençlerin kabiliyet ve yetenekleri de tesbit edilmiş olur, sevdikleri ve tercih ettikleri alanda ilerler, yetişirler.
İkincisi Mesleki Eğitim Kursları: Halk Eğitim Merkezleri bünyesinde iş alanlarına- mesleki alanlara uygun onlarca çeşit kurs düzenlenebilir. Bu kurslar uzun süreli ve meslek edindirme ve uygulamalı kurslar olursa gençlerimiz bir meslek erbabı olarak hayata kazandırılmış olur. Eskiler” sanat altın bileziktir” derlerdi. Çok hakkı ve yerinde bir sözdü. Çıraklık bitti, meslekler de bitmeye işsizlik zirve yapmaya başladı. Bu yolun sonu felakettir. Binlerce işsiz genç sokakları doldurmaya başladı, bu felaketi görmemezlikten mi geleceğiz?
Siyasetçiniz sokağa çıkıp halkın arasında dolaşsın;  kimler önünü kesip talepte bulunacak? Binlercesi “oğlum- Kızım üniversiteyi ya da liseyi bitirdi işsiz boş geziyor, çok perişanız!” Diyecek aile huzursuzluğunu gündeme getirecek!.. Sorunun ciddi boyutlarda olduğuna herkes inanıyor ve kabul ediyor. O zaman konu siyasetçinin gündeminde olmalı ve çözüm önerileri üretilmeli değil mi? Biz de işte bunu söylüyoruz. Konu sadece Yozgat’ı değil ülke genelini ilgilendiriyor. Ancak Yozgat’ın bir garipliği var yeterince iş alanları ve fabrikaları olmadığı için vasıflı- vasıfsız işçi alımları da olmuyor, olamıyor.
Bursa, Adapazarı, Mersin, Adana, İzmir, Konya gibi sanayi ve ticari merkezlerinin çok olduğu illeri düşünürseniz Yozgat bu konuda garip kalıyor. 5 bin, 10 bin, 20 bin hatta 30- 40 bin çalışanı olan illeri düşündüğünüzde Yozgat’ın işsizlik sorununu iliklerinde hissettiğini sanırım fark etmeniz zor olmaz. Soma Maden faciasını hatırlıyorsanız, o günlerde Soma da çalışan işçi sayıları açıklanmıştı: 20 bin, 30 bin gibi rakamlardan söz edildi. Bir ilçede 30 bin, 40 bin çalışan varsa o il ya da ilçede işsizlik sorunu şehrimizle bir olur mu dersiniz? Ama ne yapalım ki şehrimize bu manada yatırım yapacak iş adamı- fabrikatör getiremiyoruz!.. Sanki işsizliğimize çözüm olacakmış gibi gözümüzü “Askeri Birliğe” dikiyoruz ama bu da işsizliğimize çözüm getirmez? Ekonomimizi rahatlatacak diye düşünüyoruz!
Siyasi arenada: Üretime dönük, mesleki alanlara ve Tarıma, ticarete yönelik tedbirler de düşünülüyor. Şehirlere taşınan anlamsız yığınaklığı köylere ve tarımsal alanlara taşıdığımız da, köylerimizi şehirleştirdiğimizde işsizlik sorununa çözümler getirebileceğimiz gündemde. Bu ülkede Tarım öldürülmemeli, ziraatçılık, hayvancılık ve üretim biterse ekonomi de biter. Üretim, üretim diyorsak şehirden köye dönüşümü hızlandırmak ve köylerimizi şehirleştirmek zorundayız! Tarımı da, ticareti de ziraati de, hayvancılığı da desteklemek, teşvik etmek ve bu alanlarda modern üretimi teşvik edip insanımızı istihdam etmek mecburiyetindeyiz.