EKONOMİDE yaşanılan dalgalanma sonrasında en fazla dillendirilen konulardan birisi oldu, makam araçları.  'Uzağa gitmeye gerek yok. Yozgat Valisinin altında 3-5 araç var, her kurum müdürünün, müdür yardımcısının altında lüks arabalar mevcut. Bunlardan kısacaksın, ekonomi düzelir' dendi...
Ne kadar da kolay söylendi... Bizler sorunları hep böylesine basit yöntemlerde çözmeye çalıştık. Çözdüğümüzü sandık. Başımıza en büyük belaları satın aldık. Sonrasında 'biz alsında o zaman sarı öküzü kurban vermeyecektik!' hikayeleri anlatmaya başladık. Ama hiç bir dönemde akıllanmadık. Başımız dara düştüğünde, soruna köklü çözümü düz mantık ile çözdük. Kapattık... Yasakladık... Yıktık... Yok ettik...
Keşke denildiği kadar basit olsaydı. Vali beyin araçlarıyla birlikte kurum amirlerinin araçlarını garaja çekince ekonomi düzeliverseydi. Dara düştüğümüzde 'israf önlenmeli' diyoruz. Demekki ortada bir israf var. Dara düştüğümüzde var olduğuna kendimizi inandırdığımız israfı ortadan kaldırmak için 'çözüm önerisi'  diye 'yasaklansın!' önerisi sunmak yerine, baştan itibaren veya bundan sonraki süreçte israf olduğunu düşündüklerimizi hayatımızdan çıkartsak. Daha doğru olmaz mı?...
Makam araçlarını il yöneticilerinin altından alıp, 'bisiklete binsinler efendim!' demek yerine, o makam araçlarını üretsek. Tarım kentiyiz. Bazı bitkilerden biyodizel elde etme imkanımız mevcut. Mevcut otomobillerimizin, en azından makam araçlarının, tarım sektöründe kullanılan makinelerin akaryakıt ihtiyacını tarım alanlarında üretilen bitkilerden elde edilebilecek yapıyı oluştursak. Petroldeki dışa bağımlılığımızı en aza düşürsek, olmaz mı?...
Üretmek varken, yok etmek, yasaklamak daha kolay geliyor... Hep birlikte kolay olandan yana tavrımızı netleştiriyoruz... Netleşen tavrımızın hayata geçirilmesi noktasında tepkilerimiz yükseliyor. Yükselen tepkiler karşısında uygulama makamları devreye giriyor, var olanı yok edip, herkes rahatladığını sanıyor/öyle düşünüyor...
Yozgat Tekel Bira Fabrikası kapatılma aşamasında herkes alkış tuttu. Fabrika kapandı. Yerine AVM yapıldı. Bira sektöründeki pazar payı yabancı şirketlerin eline geçti. Kim kaybetti? Ülke kaybetti. Yozgat kaybetti. AVM için yer çok. Ama fabrikayı bir daha kurma imkanınız da ortadan tamemen kalktı. Sadece bira fabrikası değil. Diğer sektörlerin de kapılarına kilit vurulup, dışa bağımlılık artırıldı. Dün gazetelerden birisinde yer aldı. Seka Kağıt Fabrikası'nın kapatılıp, müzeye dönüştürülğü haberi. Seka kapanınca ne oldu? Kağıt ihtiyacımızı yurtdışından karşılamaya başladık. Önceleri ucuzdu.  Fabrika kapandı, ithal kağıt pahalandı. Şimdi bize kök söktürüyorlar. Dolar yükseldi. Kağıt fiyatları iki katına çıktı...
Mesele kapatmakla, günü kurtarmakla olmuyor. Üreteceksin. Alternatifleri elinde tutacaksın. Yerli otomobilin olacak. Kağıt fabrikan olacak. Pancarın, şekerin, biran olacak. O zaman güçlüsün, o zaman karlısın... 
DÜNDEN BUGÜNE, BUGÜNDEN YARINA
-Yerköy'de şehitlik açılışı

YERKÖY ilçesinde Kaymakamlık ve Belediye tarafından ortaklaşa yaptırılan Şehitliğin açılışı 1Ekim 2003 tarihinde yapıldı. Açılış töreninde, şehit yakınları gözyaşlarını tutamadı. İlçenin Höyük mahallesindeki tepe üzerinde yaptırılan şehitlik ve Meçhul Asker anıtının açılış törenine bazı il ve ilçe yöneticileri, şehit yakınları ve kalabalık bir halk topluluğu katıldı. Törende konuşan Kaymakam Şükrü Kara, şehitlik ve şehitleri temsil eden Meçhul Asker anıtının yapımının Belediye ile ortaklaşa gerçekleştirildiğini söyledi. Yerköy Belediye Başkanı Mustafa Arslan’da açılışı yapılan şehitlik hakkında bilgi aktardı.