2002 yılında Fenerbahçe UEFA kupasında Yunanistan’ın Panathinaikos takımıyla eşleştiğinde Galatasaraylı taraftarlar Fenerbahçe maçında “helal olsun, sayenizde Panathinaikoslu da olduk!” diye pankart açmışlardı.
Fenerbahçeliler ise sonraki maçta “biz size Panathinaikoslu olamazsınız demedik, adam olamazsınız dedik!” diye karşılık vermişlerdi.
Tabi ki bunun geçmişi var. Her iki takımın taraftarlarının karşılıklı atışmaları meşhurdur. O yüzden “ezeli rekabet” diyoruz ya…
“Sayenizde Panathinaikoslu da olduk” pankartı zihnimde yer etmiştir ve ne zaman benzer bir olayla karşılaşsam bu pankartı hatırlarım.
Özellikle siyasetteki atışmaları ve taraf değişikliklerini bu meşhur pankarta benzetirim.
Türk siyasetinin mihenk taşı olan cümle var; “siyasette 24 saat çok uzun bir zamandır” deriz.
Geceden sabaha çok şey değişir siyasette…
Yerel siyasette bunu daha yakından gözlemleme şansımız oluyor.
Özellikle her seçimin arifesinde…
Dün başka tarafta olanlar, Ankara’dan gelen bir haberle yer değiştirirler. Destekler oradan oraya kayıverir.
Bir telefonla renkler aniden değişir.
31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak olan yerel seçimler öncesi siyasi kulisler tavan yapmış durumda.
Aday adaylığı için siyasi partilere başvurular devam ediyor.
Yozgat gibi küçük şehirlerde aday adaylığı başvuruları her zaman sancılı olmuştur.
İnsanların birbirini tanıdığı, ikili ilişkilerin kuvvetli olduğu bir ortamda gerek parti yönetimindekilerin gerekse belediye çalışanlarının bir tarafta olması, destek açıklamaları yapmaları kolay değil.
Birkaç saat evvel başkasını desteklerken bir telefonla çark edenlerin olduğu bir ortamda, sessizliğini koruyanlar da olur…
En sonunda partililer, genel merkezinin aday olarak ilan ettiği ismi desteklemek zorunda kalırlar. Partililer isteseler de istemeseler de durum bunu gerektirir.
Ülkemizde siyaset böyle işliyor.
Haliyle, başka bir aday adayını destekleyen ve diğerlerine aleyhinde konuşanlar Galatasaray-Fenerbahçe taraftarlarının durumuna düşüyorlar.
Velhasıl, herkes en sonunda bir şekilde Panathinaikoslu oluyor!
Herkes Panathinaikoslu olabilir, olamaz demiyorum ama adam olmak mesele!
Siyasetteki duruş önemli.
Duruşundan taviz vermeyen siyasetçiler uzun vadede bunun meyvesini bir şekilde alırlar.
Yerel seçimlerde kişisel hesaplar daha ön planda oluyor haliyle...
Genel seçimlere nazaran, “bizden olsun” mantığı yerel seçimlerde daha baskındır.
Her ne kadar liyakate bakılmasa da sadakat-liyakat ikileminde kalınır.
Liyakatle görevini yapacak biri mi olsun, yoksa bana sadakatle bağlı olan biri mi?..
Asıl mesele burada başlıyor işte…
Şimdi merakla bekliyoruz.
Bakalım AK Parti, MHP, CHP ve İYİ Parti hangi kriteri göz önünde bulundurarak adaylarını açıklayacaklar.
Liyakat mı, yoksa sadakat mı?