Mevsimler  dağlara , taşlara  sevgi  sıcaklığını  cömertçe  dağıtıyorsa.
 Sevdalı  gönülleri de  yakıp  kavurarak  Deli  gülleri  coşturan  Yaz’ı…  ne etmeli. 
Zemherinin  kanları  donduran  ayazların  yaşandığı  Kış’ı… 
Suların  coşup  çağlayarak  deli deli  aktığı  ve  her tarafta  rengarenk  çiçeklerin  açtığı  aynı  zamanda  sıcacık  sevgi  dolu  Bahar…  ayları  Yaz’ın  habercisi  ise. 
Ağustos  ayında  balta  kesmez  buzu , sevgiyle  yanan  bağrına  basarak    yaşıyorsa.
 Gönüldeki  narı , kor  ataşı  ne etmeli.
Teslimiyet  sabrıyla    erimeyen  buzları  eriterek.  Aşılamayan  gönül  dağlarını  yorulmadan , sabırla  azimle  aşarak. 
Sevgiyi de  sevgiliye…   eş  ederek , muhabbeti  gönüllerde  gül  bahçesi  etmeli.
Seher vakti   yeller serin  esse de.  Sevgiyle  yanakları  okşasa da.
 Bülbülün şükür nameleri.  Sabah yıldızının yalnızlığı hep  bana benzer. 
Emelim  O!..  güle  varmak.
Saçlarımı  taradım. 
Salınarak  yürümeyi  çok  özlemiştim.
 Ne  zormuş…  dokunamamak , kokusunu içimde hissedip  derin  bir  nefes  almak.
Bazen  celallenerek  kaşlarımı çatıp.
Saman  alevi  gibi sönüp Kül , belki de Gül  olmak.
Benimde bir  yarim…  olsa  onunla  koşup  gezsek.  Kırlara  yüksek  tepelere çıkıp  avazımızın yettiği kadar  çağırıp. 
Oradan oraya  uçuşan kuşları  ürkütsek. 
Yuvalarında  daha  önce  topladıkları  yiyecekleri  istifleyen  Karıncaları  korkutup  Sur!...  düdüğü çalmış  gibi  kaçırsak. 
Çiğdem  çiçeklerini  toplayıp  pilavını  pişirsek.
Hele  birde  papatyaları  toplayıp  seviyor  sevmiyor  diye.
Sevgiden mahrum  kalıp  üzülsek.
Gündüz  gözüne  hiç  yıldız  görünmezmiş  birde  onları  görsek.
Gördünüz mü?..
Bu  Gönül  isteklerini  saymaya  kalksak.
Daha  neler  ister.  Neler neler. Halbuki. 
Emelim  O!..  gül’e  varmak.
Kim  demiş  olmaz diye. 
Kendine  güvenin  var  ise  yüreğine de  inanıyorsan  sadece  bak  ve  tutun . 
Çünkü  her şey  sana  hizmet…  ediyor , aç  gözünü  gör.
Haline  koymuyorlar  gülüm. 
Sahte  acıma…  yeliyle  külün  savuruyorlar  gülüm.
Senden sıkılıp  utanarak. 
Dört duvar  arasına  saklayarak. 
Seni  yok  kabul  ediyorlar  engelli’de…  olsa  bir  can  olduğunu  hesap etmiyorlar.
 Ana  yüreği kaynamış  sütünü  taşırıyor.
 Kara kazan dibine  yanmış  kötü  kokuları  yayıyor.
Sen…  Emelin  O!...  gülüne  koş varman  yakındır  gülüm.
Sen  yeri  göğü  yaratansın. 
Mazlumların  gariplerin , aşık , sevdalıların dostusun. 
Sen ki  cansız  yumurtaya  can  verensin. 
Bizleri  görür  şekil  verirsin. 
Dayanma  gücü  ver.
 Dünya  sürgünümüzü  uzatma. 
Emelimiz  O!..  güle  eriştir…
Selam ve dua’larımla.