Bu günlerde bütün dünyada iman dolu gönüllerle, huzur içinde mübarek Kurban Bayramını idrak etmenin mutluluğu içindeyiz.Yalnız Türkiye olarak değil bütün İslam Alemi,özellikle Haç Mevsimi olması nedeniyle mukaddes topraklarda milyonlarca Hacı tek bir Allah\'a inanmanın sevgili peygamberimizin(s.a.s.) gösterdiği hidayet yolunda olmanın sevinci içi de bu büyük günü kutluyor. Mübarek olsun. Bayramlar, milletlerin başarı,zafer ve ortak sevinçlerin yaşandığı,insanları coştuğu,hayır ve iyi,lik duygularının doruğa ulaştığı güzelliklerin ve sevinçlerin paylaşıldığı günlerdir.
Bayramlar İslam kardeşliğimizin yenilenmemize daha çok yardımlaşmamıza daha çok selamlaşmamıza aramızdaki sevgi birlik ve beraberliğimizin artmasına en güzel vesilelerdir. Bunun için bu gibi güzel günleri yüce dinimizin bildirdiği fayda ve hikmetlere uygun olarak değerlendirmeliyiz. Örf, adet, gelenek ve göreneklerimizi ahlakımızı koruyarak onları yaşatarak geliştirmeliyiz.
Her bayramın kendine özgü özelliği var. Büyük kentlerde bayramlar daha çok orta ve dar gelirli için anlam ve mana ifade ediyor. Belli kesim ise bayramları dinlenme ve dinlence olarak algılıyor. Evinde olmuyor. Bayramda kafa dinlemeye gidiyor. Kurban kesimi ise daha çok orta kesimin sürdürdüğü bir uygulamaya dönüştü. Varlıklısı bir kuruma bağışlıyor. Dar gelirli kurban kesemiyor. Orta kesim kurban kesmeye devam ediyor. Birde yardım kuruluşları dışında farklı cemaat örgütleri kurbanı kurban sahibi adına kesiyor. Bu durumda kurban kesiminin şekli özellikle büyük kentlerde değişiyor. Ev önünde kurban kesilmesi izin verilmeyince bir yerde kurban kesecek yerde bulmak zorlaşıyor. Anadolu ise bu yönden dünden gelen anlayışın daha çok devam ettiği yer durumunda. “Yozgat’ta hali vakti yerinde olanların kurban kesmeleri devam ediyor. “Yozgat”’ta bir küçük baş hayvan kurban altı yedi yüz lira. Hayvancılığı her geçen gün eridiği dikkate alındığında birkaç yıl sonra bir maaşa kurban almak olası olmayacak görülüyor.
Oysa Kurban bayramının Dini bayram olarak özelliği güzelliği yanında kurban kesmenin de ayrı bir önemi var.
Amaç kurbanın kesildikten sonra önemli bölümünün dağıtılması.
Bu sayede aynı çevre içinde yılda bir kez de olsa et girmeyen evlere et girmesinin gerçekleşmesi ile yoksulların gözetilmesi, dayanışmanın sağlanması.
Bu noktada unutulmamalı ki kimi insanımız vardır. İsteyemez aç olduğunu söyleyemez yokluk içinde yaşar ama mutlu olmasını bilir. Kimi de ihtiyaç sahibi değildir ama her verileni ister. İşte bayram en azından yardımlaşma adına kimsenin kimseyi incitmeden olağan ve doğal sayarak bir birine kurban eti göndermeye vesile olması bakımından dahi ayrı bir özellik ve önemdedir.
Bayram sabah namazı ve büyüklerin mezarı ardından kesilecek kurbanın hazırlanması ve kesimden sonra orucunun açılması ile başlar. Bu süreç dünde her yerde uyulurdu ama şimdi kesimi, temizlenmesi, düzeni derken öğleye kadar süre uzadığından olacak kurban orucu diye tanımlanan sabah kahvaltısı kurban ile yapma alışkanlığı da giderek azalıyor.
Bazı gelenekler vardır. Toplum onları nesilden nesile taşır. Bunlar güzel uygulamalardır. Kurbanın kesilmesi, parçalara ayrılıp dağıtılması, kurban ile kahvaltı yapılması, gelen giden hısım akrabaya pişmiş kurban ikram edilmesi gibi alışkanlıklarımızı sürdürmeliyiz.
Bayram vesilesi ile dostlukları tazelemeli, siyaset yerine yaşamdan kesitlerle bayramda muhabbet etmeliyiz. Tüm Müslümanların Kurban bayramını şimdiden tebrik eder, Allah’a yakınlaşmasına vesile olmasını Cenabı Mevla’dan niyaz ederim. Kalın sağlıcakla..