Yerköy ilçesinin Saray Köyünde dünyaya geldikten sonra, eğitimine devam ettirmek üzere ilçeden ayrılan şair-yazar Şükrü Erbaş, yaşamını Antalya’da sürdürüyor. Sabah Gazetesi’nin eki olan Günaydın’dan Tuba Kalçık’ın sorularını yanıtlayan Erbaş, sol düşünceye sahip devrimci bir gelenekten geldiğini, son yıllarda ‘muhafazakar’ diyebileceğimiz bir kitlesinin oluştuğunu söyledi. Türk Edebiyatı’nın en önemli şairlerinden olan hemşerimiz Şükrü Erbaş, söyleşide, dünyanın bir hafıza kaybı yaşadığına dikkat çekerek, ‘’Yazdığım her şiir yeni ve biricik olduğu için, her şiirde aynı heyecanı duyuyorum elbette. Şiir bir seri üretim değil ki; kanıksanmış, ruhsuz işe dönüşsün. Kendime, insana ve dünyaya ilişkin söyleyecek sözlerim var. Beni yazmaya götüren nedenler ortadan kalkmadığı sürece de yazacağım. Heyecan olmadan söze başlayamazsınız. Bunu yitirdiğiniz yerde yazma güdünüzü de yitirirsiniz. İçinde yaşadığımız zaman aralığında insan, geçmiş zamanlara göre daha büyük bir yalnızlık içinde. Diğer insanlarla temasını kaybetmeye başladı. Bağlar kopuyor. Siyasi, sosyal, kültürel pek çok nedenle her gün biraz daha geri çekilerek yaşıyoruz. Dünyaya karşı bir duvar örüyoruz. Önce ülkemize, sonra şehrimize, sonra mahallemize, sonunda da odalarımıza kadar geri çekilmeye başladık. Gövdelerimizi birer hapishaneye dönüştürdük’’ diye konuştu. 
Erbaş, hem tarihsel ve kültürel, hem de insan çeşitliliği açısından olağanüstü zengin bir coğrafyada yaşadığımızın da altını çizdi. Bu coğrafyanın insanı; kültürel, etnik ve inanç kimlikleriyle geniş bir çeşitlilik taşıdığının altını çizen Erbaş, ‘’Bu çeşitlilik de bize büyük bir ruhsal zenginlik katıyor. Tek kimlikli toplumlar, yoksul toplumlardır. Hem duyuş, hem yaşantı çeşitliliği yoksuldur, kendisiyle sınırlıdır. Ben, bir insanın duygusal, düşünsel, hatta fiziki varlığının kendi dışındaki tüm varlıklardan oluştuğuna inanırım. Bunun anlamı şudur; beni oluşturan bu varlıklardan herhangi birisine yapılan bir müdahale bana yapılmış demektir. Benim dilim, duygum, kalbim, aklım, yaşadığım coğrafyanın ve zamanın tüm dillerinden, kültürlerinden, acılarından, gelecek rüyalarından oluşur. Bu bilinçle yaşıyorum’’ ifadelerini kullandı.

 

Editör: TE Bilişim