Osmanlı mehterinde; zurna, boru, kurrenay ve mehter düdüğü gibi nefesli, üflemeli, kös, davul, nakkare, zil ve çevgen gibi vurmalı ya da çarpmalı çalgılar yer almıştı. Tüm çalgıların sayısı eşit tutulmuş ve bu sayıya dayanarak mehterin kaç katlı olduğu belirlenirdi.
Osmanlılar'da, askerî musukiyi icra eden topluluğa verilen isim. Farsça ‘da mihter olarak geçen mehter kelimesi, Ekber (en büyük), azam (pek ulu) manasında bir ism-i tafdildir. Türkçeye bu kelimenin Arapçalaştırılmış şekillerinden mehter, çoğulu olarak da mehteran yerleşmiştir.
Mehterin kuruluşu 


Yeniçeri ocağının bir parçası Olan Mehterin, hangi tarihte kurulduğu kesin olarak tespit edilememekle birlikte bunun, 14. yüzyılda I. Murat (Hüdavendigar) döneminde Çandarlı Kara Halil Paşa'nın tavsiyesiyle bir ocak halinde kurulduğu söylenebilir. Bazı kaynaklarda bu kuruluşun 1365 yılında olduğu söyleniyorsa da büyük bir ihtimalle bunun 1362 yılında olduğudur. 
Mehter yüzyıllardır Türk milletinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Kuruluş amacı ne olursa olsun büyük küçük hepimizin sevgisini ve ilgisini kazanmıştır.  Savaş zamanlarında şanlı ordumuzu coşturan bu güzel insanlar her zaman övgü ile hatırlanmıştır ve hatırlanmaya da devam edecektir…

Editör: TE Bilişim