BİLDİĞİNİZ gibi bir süredir Doğu Akdeniz karışık. Emperyalist devletler böyle durumlarda harekât kabiliyetini kontrolünde tuttukları güçleri öne sürerler. Bu bölgede de ellerinin altında olan Yunanistan devrede. Yunanistan şımarıklıklarına devam ediyor. Anlaşılıyor ki Türklerle aralarında ki gelişmeleri, “Hagianesti”nin durumunu unutmuşlar. Atatürk’ü unutmuşlar ki şımarık tavır sergiliyorlar.
Osmanlının son zamanları, Yunanistan’a destekçilerinin yardımı ile Mora da küçük bir devlet kurduruluyor. Şımarıklıkları, gürültücü oluşları ve emre itaat özellikleri onların bugünkü sınırlarda Yunanistan olmasına sebep oldu.
Önceleri İngilizler tarafından hareket ettirilen Yunanlılar şimdi Fransa’nın başkanlığında AB ülkelerinden ve dolaylı olarak ta ABD’den destek alıyorlar. Destekçileri içinde yakından tanıdığımız hiçte hayret etmediğimiz BAE ve Suudi Arabistan da mevcut. Yunanlar telkinleri uygulamaya çalışıyorlar. Tabi Türkiye’yi tahrik etmeye de devam ediyorlar. Tahminim ki tahriklere devam ederek Türkiye’yi kontrol dışı bir davranışa zorlayacak, eğer başarırsa dünya kamuoyunda Türkiye’yi görüşme kanalları kullanılmadan askeri çözüme başvurdu durumuna düşürmek. Türkiye tahriklere kapılmadan istikrarlı, hakkının peşinde mücadeleye devam ediyor.
Olayların merkezi konumu olan Doğu Akdeniz’in durumuna bir bakalım. Dr. İmbat Muğlu makalesinde “Doğu Akdeniz coğrafik konum açısından önemli olduğu kadar askeri açıdan da çok önemlidir. Bu açıdan bölge, çok sayıda küresel ve bölgesel aktörlerin müdahale alanı durumundadır. Doğu Akdeniz Ortadoğu’da ortaya çıkmış kriz, gerginlik ve çatışmaların aldığı etkin rollerle mevcut dengeleri değiştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir. Örneğin; 1980’li yılların ilk yarısında yaşanan kanlı Lübnan olayları  sırasında  ABD, bu ülke vatandaşlarını Kıbrıs üzerinden tahliye etmiştir. Ayrıca 1.ve 2. Körfez savaşları sırasında Irak’a yönelik saldırılarda ABD, Doğu Akdeniz’e konuşlandırdığı donanma gemilerinden uzun menzilli füze hücumları gerçekleştirmiştir. Doğu Akdeniz özelinde enerji kaynaklarına bakacak olursak, Doğu Akdeniz, Ortadoğu ve Hazar bölgesi enerji merkezleriyle bu merkezlerden edinilen hammaddeleri taşıyan boru hatlarını kontrol eden coğrafi bir konuma sahiptir. Dünya ticaretinin %30’luk ve Avrupa’nın petrol ihtiyacının % 70’lik bir kısmı Doğu Akdeniz üzerinden sağlanmaktadır. Bütün bu gelişmeler ve sorunlar Doğu Akdeniz tabanında yer alan enerji kaynaklarının paylaşımıyla olduğu kadar, Kıbrıs, Suriye ve Lübnan gibi ülkeler üzerinde kimin nüfuz sahibi olacağıyla ve Libya gibi zengin doğal kaynaklara sahip ülkelerde kimin söz sahibi olacağıyla yakından ilgilidir. Doğu Akdeniz rekabetinin taraflarına baktığımızda, kıyıdaş bölge ülkelerinin yanında ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Suudi Arabistan, BAE ve İran gibi ülkelerin yoğun bir şekilde Doğu Akdeniz ile ilgilendiği görülüyor.” (1).
Konum ve durum itibariyle bu kadar önemli olan bölgede hakkımızı çiğnetmeden almamız bugünümüz içinde yarınımız içinde elzemdir.
İstikrarlı, kararlı ve ne istediğini bilen çizgide devam…

***
1) Dr.İmbat MUĞLU- Enerji ve GüvenlikUluslararası İlişkiler 92- Doğu Akdeniz’de Türk Rüzgarı ve Milli Beka- 01.Eylül 2020