Merhaba küçüğüm…
    Günler geçiyor, yıllar bir bir tükeniyor ama ben bende bir türlü  tahliye olamıyorum... Beni ben tutuyor, beni benim asi duygularım kelepçeliyor... Özgürlüğümün adını ateş koyduğumdan bu yana, bütün küçüklerim üzülüyor...
    Çocuk bu şehir ve bu dünya dört tarafı demir parmaklıklarla çevrili ve her adım sonra her bakış inanılmaz derecede ağır yaralı, ağır mahkûm...
    Kalbim acıların bitimsiz gönül mahkûmu olduğundan beri, gözyaşlarımın yanaklarıma düşmesini hiç beklemedi, her defasında pınarından vurdu ve her defasında kirpiklerim gözyaşlarıma hasret kaldı... Hiç vuslata eremediler...
    Ezberleri bozan yalnızlığım bütün hayalleri yıksa da yinede sevildim, yinede istenildim... Kocayan bu yüreğim birçok çocuğa gelecek oldu, tecrübe oldu sonrasını bilemiyorum akıbeti yalnızca Allah bilir...
    Kendi denizimde kimseyi boğmak istemedim ve kendi sularımda kimseyi kandırmadım... Geldiği gibi hayatı yaşadım, on dokuzumda da, yirmi dokuzumda da ve hatta otuz dokuzumda da...
    Sen yokuşa sür, sen keşkekleri hissettir şu yalan zamanda... Onlar değil...
    Duaların kalbimde her takdirin üzerindedir küçüğüm...
 KÜÇÜĞÜM II
    Merhaba küçüğüm…
    Uzaklara dalıyorsam ansızın ve kayboluyorsa ufukta gözlerim, bil ki kaybettiğimdendir, bil ki dönüşü olmayan bir derde düştüğümdendir küçüğüm.
    Yok oluşum başlamış, dağılmalarım çoğalmış, geriye masum bir fotoğraf bile kalmamış ve sesimin neşe rengi onda kalmış küçüğüm. Uzaklara, köhne yalnızlıklara dalıp gitmem bundan ve bir türlü dalmalarımın çıkışlarının olmaması, her defasında soluksuz kalmam ondan ağır miras küçüğüm.
    Sen bu dili bilmezsin, sen bu makamı hiç dinlemedin ve sen küçüğüm hicazda hiç takılıp kalmadın. Boğulmalara, yutkunup yutkunup kalmalara alışık değilsin. Benim uzaklara dalmam ve oralarda kaybolmam senin küçük yüreğine ağır gelir küçüğüm.
    Maalesef artık masum türküler yok, nağmelerden fal tutmak ve herhangi bir ezgide vuslatı yakalamak yok. İmkânsız bir zamanın dönemecinde, aşk yolundan çıkmışım ve bütün duygularım ağır hasarlı. Sen bugün bütün bunları anlamakta inanılmaz derecede zorluk çekersin. Sen bugün beni anlamakta büyür gidersen. Sakın büyüme emi küçüğüm…
    Vuslatı  koca bir kara delik olan sevdaların, akıbetini ancak Allah bilir. Sonumuzun hayra çıkmasını istemekten başka bir çare yok küçüğüm. Dilerim kaybediş makamlarım, makamlarımız sona erer. Dilerim buluşmalara nihavent mucizelerde vardır. Dilerim sen bütün bunlardan herhangi birinde, yorgun düşüp beklemezsin. Çünkü beklemeler öldürür yüreği küçüğüm…
    Umutsuz değildir hiçbir şey ve sadece ölüme çare yoktur küçüğüm. Aşk çıkmazlarına düşen yürekler, yine oradan ancak girdikleri gibi çıkabilirler küçüğüm. Yani aşkla, yani büyük tutku ve büyük sevgiyle…
    Sen şimdi ufuklara düşen gözlerimden kop, sen şimdi bütün dalmalarımdan kaç. An gelir siyaha, an gelir kötüye düşer masum yüreğin küçüğüm. Şimdi kurtulma zamanıdır, hemen çek al yüreğini oradan ve boğulmaları, boğulmalarını kurtar kaybolduğun meraklardan…
    Daim sevgimle küçüğüm.