TUHAF bir milletiz vesselam. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın gece yarısı yaptığı “Ülkemizde ilk koronavirüs vakası tespit edildi” açıklamasının sabahında panik yapıp, marketlerden makarnaları yağmalar gibi alıyoruz, biryandan da sokakta gördüğümüz yakınlarımızı kucaklayıp öpüyoruz.
“Virüsten ölelim ama açlıktan ölmeyelim” mantığıyla hareket ediyoruz.
Marketler demişken, fırsatçılara değinmeden geçmeyelim!
Biz fırsatçılara alışkın bir milletiz.
Neden mi?
Ramazan gelir, gıda fiyatları artar. Deprem olur, kiralar 2-3 katına çıkar. Salgın olur, üzerinde antibakteriyel yazan ne varsa etiketleri değiştirilir. 15 liralık dezenfektan 100 liraya, 5 liralık kolonya 20 liraya satılır.
Keselerini biraz daha fazla doldurmak için vatandaşın panik halinden faydalanan bu fırsatçılar sanki bugünler hiç geçmeyecek gibi hareket ediyorlar.
Ama bugünler de geçecek ve biz bu fırsatçıları unutmayacağız!
Bu arada, gün geçtikçe sayısı artan fırsatçılara rağmen, vatandaşın halinden anlayan ve ticaretine hile karıştırmayan dürüst esnaflarımızı da takdir ediyorum.
Hazır yeri gelmişken şu bilgiyi de paylaşayım: Haksız fiyat artışlarını Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın Vimer-189 numaralı hattına ihbar edebilirsiniz.
Öteki taraftan bilgi kirliliği de ayyuka çıkmış durumda.
Aslında bu konuda durum çok vahim!
Çünkü ulusal TV kanallarının bazıları bilgi kirliliğine alet oluyor veya buna zemin hazırlıyor.
Nasıl mı?
Konuyla ilgisi olmayan insanları ekrana çıkarıp izleyicilerin yanlış bilgilendirilmelerine neden olarak.
TV programlarında siyasi tartışmalardan alışık olduğumuz simaların bugün birer koronavirüs uzmanı gibi açıklamalarda bulunmaları da bunun en güzel kanıtıdır.
Tıp doktorlarının kendi alanlarında uzmanlıklarına göre ayrıldığı yadsınamaz bir gerçek olduğu halde; TV programında enfeksiyon hastalıkları uzmanının bir onkologla veya fitoterapi uzmanı ile koronavirüs salgınını tartışması bekleniyor.
Siyasi gelişmeleri, sınır ötesi harekatları veya terör olaylarını konuyla alakası olmayan insanların tartıştığına yüzlerce kez şahit olmuş biri olarak, dünyayı etkisi altına alan bir virüs salgını ile ilgili yayın yapılırken TV kanallarının daha dikkatli olmaları gerektiğine inanıyorum.
Alakasız insanların, bilgisi olmadıkları konularla ilgili yorumlar yapması beni son derece rahatsız ettiğinden dolayı; programa katılan insanlara bakıyorum, daha sonra izleyip izlemeyeceğime karar veriyorum.
Sizler de böyle yapın. 
Tüm medya kuruluşlarının ve çalışanlarının bu süreçte daha özverili davranmaları gerekiyor.
Biz, İleri Gazetesi olarak bu süreçte üzerimize düşeni yapıyoruz ve okurlarımızla sadece kaynağı güvenilir bilgileri paylaşıyoruz.
Ayrıca, sosyal medyada ve Whatsapp’tan paylaşılan her bilgiye itibar etmeyin.
Sadece bakanlığın ve yetkililerin açıklamalarını dikkate alın.
Özellikle sosyal medyada saçma sapan bilgilerin paylaşıldığına şahit oluyoruz.
Kalabalık ortamlardan ve fiziksel temastan mümkün mertebe uzak duralım.
Birini gördüğümüzde sarılıp öpmek kültürümüzde yer etmiş bir selamlama şekli. Hatta bir samimiyet göstergesi olarak kabul ediliyor. Kendimize yakın gördüğümüzle tokalaşırız ardından öperiz.
Bu alışkanlığımız virüsün yayılma hızını arttırıyor.
Lütfen evde bizi bekleyen çocuklarımız ve büyüklerimiz için daha dikkatli olalım.
Gereksiz yere hastanelere gidip sağlık çalışanlarını meşgul etmeyelim.
Evet, bugün koronavirüsle imtihan oluyoruz.
İnşallah, millet olarak bu sınavı en iyi şekilde veririz.
Sağlıcakla…