BİR vilayetin içinde bulunduğu durumu öğrenebilmek için, o ilde yayımlanan yerel gazetelerin haberlerini ve köşe yazarlarını irdelemelisiniz.
Haberlerden ziyade, köşe yazarlarının ele aldığı konuları takip etmelisiniz.
Böylece o ilde önem arz eden ve gündemde yer alan konu ve sorunların içeriğine göre, ilin genel ahvali hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz.
Yozgat’ta günlük yayınlanan gazeteler ve o gazetelerde köşe yazan isimler var.
Onların konuştuğu meseleler, Yozgat’ın meseleleridir.
Onların üzerinde durduğu konular, şehrin aciliyet arz eden meseleleridir dersek çok da yanlış olmaz sanırım.
Yozgat’ta gazeteciler genellikle neleri yazıyor?
Yıllardır yılan hikayesine dönen ulaşım ağını, yani karayollarını…
Sonra bitmek bilmeyen hızlı tren projesini…
Şehri umutlandıran havaalanı projesini…
Ulaşım konusundaki bu iki proje büyük ve önemlidir.
Bunların konuşulup, yazılmasını normal ve doğru bulurum.
Ya diğer meseleler?
Mesela halen oturup elektrik kesintileriyle ilgili yazılar yazıyoruz…
Türkiye çağ atlıyor, Türkiye sınırlarını zorluyor ama biz 1970’li yılların Türkiyesi’ni temsil ediyoruz sanki.
Peş peşe yapılan kesintiler ile cihazlarımız yanıyor, maddi zarara uğruyoruz.
Yahu mesela geçtiğimiz hafta 10 gün içme suyu ve su kesintilerini konuşmadık mı?
Ondan önce Telekom tarafından yapılan çalışma sonucu saatlerce kullanamadığımız internet hattımızı ve aksayan işlerimizi?
Üzüntü duyduğum ve hoşuma gitmeyen konular bunlardır işte.
Bir şehrin halen ottan ve çöpten işlerle uğraşması ve sudan meseleleri gündeme getirmesidir.
Umarım bu meseleler kalıcı olarak çözüme kavuşur ve Yozgat için daha nitelikli ve önemli konuları yazmak nasip olur…
ELDE KALAN TEK ÇARŞI
Önceki gün bir ortamda bahsi açıldı.
Bizim Tol Çarşı gündeme geldi.
Vatandaş, benim eski hastane binası, yani memleket hastanesinin yıkılmaması için verdiğim mücadeleye değindi ve devamında eleştirilerini sıraladı.
Bizim vatandaş, “Sen hastane diyorsun, biz koskocaman Tol Çarşı’yı yerle bir ettik” dedi.
Tol Çarşı’nın geçmişteki kudretini ve büyüklüğünü sıraladı durdu.
Akabinde Belediye Başkanı Kazım Arslan’dan söz etti:
“Oy moy vermedik de kalan üç beş dükkâna da o sahip çıktı, restore ettiriyor” diye konuştu.
Akabinde cevap verdim:
“Tamam da ne yapalım, hastanenin yıkımına seyirci mi kalalım?” dedim.
Verdiği cevap da şöyle oldu:
“Bu iş sadece seninle olmaz aslanım, şehir insanı da sana destek verecek, taşına toprağına sahip çıkacak. Yoksa dışarıdan atanan insanlar senin hayalini de, tarihini de, hafızanı da yerle bir eder, gider.
Sen sadece hedef olmakla, dışlanmakla kalırsın…”
Söylediklerinde haklı mıydı? Haklıydı.
Ben savunduklarımda haklı mıyım, Haklıyım.
Haydi selametle…
DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
*Kış ayları için kapalı oyun parkı talep eden Yozgatlı çocukları.
*Atıl vaziyette bekleyen termal park ve spor vadisini.