YOZGAT’ın 10 ayı kış deriz. Malum, güneşle pek aramız yok…
Havalar ısındığında kaldırım, çevre düzenlemesi, yol yapım çalışmaları başlıyor ve Yozgatlı zaten kısa süren yaz günlerinde strese giriyor.
En büyük zararı, “Yaz gelse de işlerimiz açılsa” diye gün sayan esnaf çekiyor…
Yozgat merkezde, Kayseri Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından E-88 karayolunda yürütülen yol yapım çalışmaları seçim sürecinin ardından yeninden başladı. Fakat ekiplerin çalışmaları akşam devam ettirmemeleri yol yapım sürecini uzatıyor.
E-88 karayolunda, Yozgat Şehir Hastanesi’nin açılmasıyla birlikte Esentepe’de başlatılan çalışmalar aradan uzun zaman geçmesine rağmen bir türlü tamamlanamadı. Oysa Esentepe’den Atatürk Yolu ayrımına kadar, yani Yozgat’ın bir ucundan diğer ucu toplasan 10 kilometre gelmez.
Aylardır uluslararası karayolunda çalışma yapılıyor ve çalışmalar bu haliyle devam ederse bu sonbahara bitecek gibi durmuyor.
Yozgatlı da toz teneffüs ediyor…
Oysa vardiyalı şekilde çalışmalar sürdürülse, daha kısa sürede tamamlanacak ve vatandaş da, esnaf da rahat bir nefes alacak.
Aksi halde bir yaz daha Yozgat toza toprağa teslim olacak. Hem, Yozgat’ın yazı kaç hafta ki?..
Yazık…
Peki, bu yol çalışması karayollarında bölge olarak bağlı bulunduğumuz Kayseri’de yapılsaydı, ekipler akşam hava kararmadan çalışmayı bırakıp gidebilirler miydi?
Mümkün değil…
Orada olsa, en az 3 vardiya halinde çalışıp, bir ayda bitmesi planlanan iş 10 günde bitirilirdi…
Sadece yol yapım çalışmaları için değil, tüm altyapı, üstyapı çalışmaları vardiyalı şekilde sürdürülmeli ve vatandaş mağdur edilmemeli.
Yozgat hizmetin en güzelini hak ediyor ama daha planlı programlı bir şekilde çalışmalar organize edilmeli.
Velhasılıkelam; hizmet çileye dönüşmemeli…

UNUTMAMAK ANLAMAKTIR…

15 Temmuz'daki hain darbe girişiminin gerçekleştiği gece, şahit olduklarımı daha önce kaleme almıştım. Zor bir geceydi, vatandaş tedirgindi ama o gece ülkesine ve demokrasiye sahip çıktı…
Bana göre, o gece yekvücut olan Yozgat, ülkede kıvılcımı ateşleyen ilk şehir oldu.
İlk dakikasından itibaren buna şahitlik eden birisi olarak, gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim; Yozgat’ın valisi, belediye başkanı, garnizon komutanı, cumhuriyet başsavcısı ile birlikte bu süreci çok iyi yönettiler.
Göreve başlayalı henüz 40 gün olmuş ve yeni görev yeri olan Yozgat’ı tanımak için çalışmalara henüz başlamış olan bir valinin, cumhuriyet tarihinin belki de en uzun gecesini yönetme görevini üstlenmesi, hak verirsiniz ki kolay değil…
Vali Kemal Yurtnaç, o gece Yozgat halkıyla bütünleşip, belediye bakanı Kazım Arslan ile birlikte halkı Cumhuriyet Meydanına davet etmişlerdi.
O gece, ilin mülki amirini, başkanını, garnizon komutanını, emniyet müdürünü orada gören Yozgatlılar rahat bir nefes almışlardı.
Sonrasında genci yaşlısı… Kalabalık çığ gibi büyüdü.
Cumhuriyet tarihinin en uzun gecelerinden birini yaşadık…
Unutmak mümkün değil.
Unutmuyoruz…
Çünkü unutmamak, anlamaktır…
Peki ya medya o gece ne yaptı?
Biz ne yaptık?
Geçmiş darbelerde Türk basını iyi bir sınav verememişti ama 15 Temmuz gecesi çok farklı oldu.
Türk medyası, milletle bütünleşti o gece...
Sabaha dek telefonum, yanıma aldığım taşınabilir şarj cihazına bağlı kaldı.
Kaç kişi ile konuştuğumu hatırlamıyorum. İl dışından, ilçelerden hatta köylerden arayanlar oluyordu.
Evet, bugün 2 yıl oldu…
Darbe, bir ulusa yapılacak en ağır hakarettir. 
Allah bir daha yaşatmasın…