YOZGAT, farklı özelliklere sahip bir il olmasına karşın, bu farklılığını bir türlü öne çıkaramamanın sıkıntısını yaşıyor. Tarih öncesinden günümüze kadar birden fazla medeniyete evsahipliği yapmanın yanında, başkent olma özelliğine de sahip Yozgat, Avrupa'da bir aile tarafından kurulup, imar edilen tek şehir. Dünya'da sadece iki tane olduğu bilinen Roma dönemine ait kaplıca, tarih öncesinde yıllar süren bir savaşın güneş tutulması ile sona erdiği yerleşim yeri de Yozgat'ta bulunuyor.
Listeyi uzatmak mümkün. Karakız, Ovakent, Paşaköy, Çandır, Çayıralan, Akdağmadeni, Saraykent, Kazankaya gibi daha bir çok tarihi, turistlik mekanların bulunduğu Yozgat'ta bunların kaç tanesini, kaçımız biliyoruz!..
Yozgat sevdalısı Abbas SayarNida Tüfekçi'yi, Türkiye'nin ilk gazetecisi Agah Efendi'yi ve daha bir çok şairi, yazarı, edebiyatçıyı, sanatçıyı kaçımız ne kadar tanıyoruz. Bazı şehirler bu isimler üzerinden prim yapıyor. Yozgat, bu isimlerden uzak durabilmek için 'anma' ihtiyacı bile duymuyor. Çanakkale Destanını yazanlar arasında öne çıkan Kınalı Hasan, tüm öğrencilerini Çanakkale'de şehit veren Yozgat Lisesi, Çanakkale Zaferi'nin yıldönümündeki konuşmalarda bile zikredilmiyor...
Sayın Abdülkadir Çapanoğlu hocam haklı bir serzenişte bulunmuş. Sonuna kadar katılıyorum. İsteyen sosyal medya hesabına girip, okuyabilir. Hocamın serzenişte bulunduğu yazara pek suç bulamıyorum! Zira biz, yukarıda saydığım konular gibi bu şehrin, bu ilin kurucularının, dünden bu güne yaşayanlarının 'ihanet' ile aynı cümle içerisinde kullanılmasının yanlışlığını da anlatma becerisini gösteremediğizden, birileri çıkıp bizim ile ilgili 'ahkam' kesmeye devam ediyor/edecektir.