KAYBEDENLER var kıyıda köşede oturan. Sessiz kalmayı tercih eden, kendince yanlış ve hatalı gördüğü gidişata üzülen.
Sevinmeyen, oh olsun demeyen ve kaygılar taşıyan…
Memleket için, gelecek için, yarınlar için kaygı duyan.
Kişisel hırs ve beklenti için değil.
Aralarında halen umutlar besleyenler var.
Yarınlar için umutlu olan, başaracaklarını düşünen, düzenin değişeceğini uman.
Karamsar olanlarını da görüyorum.
Yorulup, yorgunluğunun fotoğrafını verenleri de.
Bir de ısrarla yanlışın, hatanın içinde yüzenler var.
Kazanmış olsalar da kaybedenlerden halen korkuyorlar.
Yüzlerinde bir bezginlik ve korku ifadesi görülüyor.
Mesela kazanmışsın, kazanan taraf sensin, her şey senin lehinde ama halen çekiniyorsun.
Kaybedenden çekinmek.
Kaybedeni tehlike görmek…
Oysa devran senden yana.
Güç odakları senden yana.
Öyleyse neden korkuyor ve çekiniyorsun?
Bir gün il dışında bir etkinliğe katıldım, protokol mensupları birbirlerine güzellemeler yaptı.
Takdim ve konuşmalar gerçekleşti.
Halk konuşma yapanları çok güzel alkışladı. Sonra program kapsamında bir bayan çıktı, arkasında iki tane saz ile türküler söyledi.
Türkünün birinde bir marş okudu.
Marş okunurken, orada bulunan halk fıtrat gereği, kurt işareti yapmaya başladı.
Herkes marşa topyekun eşlik etti.
Eşlik etmeleri çok doğaldı, çünkü marş milletimize ait bir marş, bir türküydü.
Lakin bazı önemli aktörlerin suratlarının asıldığını, kaşlarının çatıldığını gördüm.
Az önce kendisini alkışlayan, kendisine sevgi ve saygı sunan kitlenin bu davranışını kabullenememişti sanırım.
Ya da zoruna gitmişti.
Yüzünün şekli değişti, gerildi.
Sonra marş bitene kadar kaşlarını çatarak yeri izledi.
Neden böyle bir ruh haline büründüler anlayamadım.
Oysa siz kazanan tarafsınız.
Oysa siz güçlü tarafsınız.
Oysa siz hakim taraftasınız.
Belirleyici ve kudretli olan sizsiniz.
Yoksa öyle değil mi?
Yoksa kaybedenlerden yana bir korkunuz mu var?
Milletin ruh derinliğini yeniden yakalayarak, alkışladığı gibi bir gün sorgulayacağını mı düşünüyorsunuz?
Böyle zihnimde karışık sualler oluştu işte.
Kazanandan korkan çok adam gördüm.
Lakin kaybedenden korkanları yeni görüyorum.
Ama kaybeden de zaten her zaman güçsüz, çaresiz veya çapsız değildir.
Büyük olduğu halde kaybeden de vardır.
Güçlü olduğu halde…
Mesela büyük devletimiz Osmanlı da kaybetmişti.
Lakin kaybederken de büyüktü.
O yüzden bazı emperyalistler, Osmanlı kaybederken bile ondan korkmuştu.
Kaybedenler, kaybettiklerini düşünerek, karamsarlığa kapılmasınlar.
Haklı bir yolda iseniz, bir gün yine kazanan siz olursunuz.
Haydi selametle…