Bir Devletin mevcudiyeti ve geleceğinin aydınlığının temelinde ADALET yatar. Güçlü ADALET güçlü Devlet demektir. Vatandaş şahitlikten kaçıyorsa, müşkülde kalan insanlara yardımdan imtina ediyorsa, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyorsa, sorgulanması gereken ADALET’tir… geçen hafta bazı gazetelerde yer alan haberlerin başlığı şöyleydi: ”KATİPLER İDDİANAME YAZIYOR..”  bu haberlerin alt başlıklarında, iki hakim, iki savcının konuyla ilgili beyanları vardı. Hakim (M. Ilgaz) “katipler fezlekeden iddianame yazıyor.” Diyor.
Bu beyanın aslı nedir biliyor musunuz?... polis veya jandarma bir kişi veya kişiler hakkında işledikleri suç ve suçlarla ilgili araştırma neticesi, fezleke tanzim ediyor.
Fezlekedeki, iddialar doğru veya yanlış. Katip bu fezleke ışığında iddianame! hazırlayıp savcının önüne koyuyor.
Savcı, hakim artık uğraşsın dursun… delilleri her ayrıntısıyla araştırıp, doğruluğunu belgelerle kanıtlama mercii, fezlekeyi hazırlayanlardır.
Fezlekedeki, bilgiler ne kadar doğruysa, iddianame o derece sağlıklı olur. Hakimin de ADALET terazisi o derece doğru tartar. Delilsiz, kanıtsız fezleke, iddianame hakimleri yorar, adalet yara alır.
Adalet, Tuncay Güney adlı şahsın yorumlarına bırakılamayacak derecede yüce bir kavramdır. Ne demişti Tuncay Güney “Türkiye’de adalet aramak ge……evde bakire kız aramaya benzer.”
Bu söz yüzlerce savcının, hakimin yüreğini kanatmıştır. Üzmüştür. Adalet hem mülkün hem insanın temelidir. Açıkçası DEVLETİN temelidir.